19 Haziran 2012 Salı

kıbrıs' a giderken..

gece 23:00 uçağına bilet aldık. bir şirket var 20tl fark ödüyorsun kapıdan alıp götürüyor. bence mantıklı zaten havaş 10tl falan. havaş' a gidene kadar ya taksiyle gidicem daha pahalı, ya otobüste sürüncem vs. neyse bir gün önce akşam arayıp kaçta geleceklerini söylediler. gideceğim gün dedikleri saatte geldiler. koltuğa kurulup esenboğa dış hatlara kadar gittim.

 çantamı, valizimi, saatimi falan x-ray' den geçirip içeri girdim. onlarca check-in masası var ama akşam saati olduğuna mıdır nedir hiçbiri çalışmıyor. görevliye sordum. baya bir yürüdüm. zaten gece gidicem dışarısı görünmez diye online check-in ile hiç uğraşmadım. koridor kenarı istedim. arkalardaydı yerim. valizim 15,8kg tuttu. malum sıcak yere gidiyoruz bol bol kıyafet götürdüm.

valizimle yollarımız ayrıldıktan sonra çantam ve saatimi tekrar x-rayden geçirdim. gümrük gişesine gittim. kıbrıs' a tc vatandaşları nüfus cüzdanları ile girebiliyor. nüfus cüzdanımı gösterdim. ilk gidişim dedim, bir geçiş kartını kaşeletip geçtim.

bu geçiş kartı gişelerde, check-in masasında falan oluyor. kart, geçiş ücretsiz.

vee duty free ile karşı karşıyayım. ilk defa gidicem baya merak ediyorum. atu' nun sitesinde ön sipariş diye bir    yerden fiyatları kontrol ettim. sevil' deki fiyatlarla karşılaştırdım. aslında pek de fark yok kozmetikte asıl fark tütün ve alkol ürünlerinde ama onlarda da benim işim yok. burda fiyatlar euro cinsinden yani 2 ile çarpılmışından daha pahalı. pek cazip gelmediler açıkçası. bişeyler alıp çıktım.

kıbrıs uçakları 117 nolu kapıdan kalkıyor duty freenin tam karşısı. 10:30gibi beklemeye başladım. camla ayrılmış bir bölme. kenarında çocuk parkı, yanında wc var. kalkmasına 10dk kala falan uçağa aldılar. ilk girendim ama sonra yol iz bilmem diye tırsıp yavaşlayarak son kez annemi aradım.

korkacak bişey de yokmuş. direk uçağa girdik. koltuk numaraları bagaj bölmelerinin hemen altında yazıyor. yerime oturdum. bagajım da yok zaten. el çantam kocamandı ama yukarı koymadım. yanıma 2 yabancı, sanırım fransız, turist oturdu.

kalkarken falan sorun yaşamadım. eskiden inişte midem bulanırdı. öyle bişey de olmadı. sadece o gürültü çok rahatsız edici. sürekli bir uğuldama hali. bunu unutmuşum mesela. kalkışta ışıkları kapatıp, pencereleri açıyorlar. nedenini anlamadım. bi de ışıklar söner sönmez yanımdaki kadın direk uyku moduna geçiyordu, garipti.

sonra ışıklar yandı. yemek servisi başladı. çay-kahve, sandviç-kek, bardak su.

sonra zaten inişe geçti hemen. yanıma kitap almıştım okuyayım diye ama 10sayfa dahi okuyamadım.

ininnce arkada oturmanın güzelliğini farkettim. orda da kapı var ya, el bagajım da yok. hemen iniverdim. gümrük gişesinde sıra beklemeden bi kaşe daha vurdurdum. burda bir free shop daha vardı ama büfe gibi bişeydi, içeride sadece sigara gözüküyordu. zaten bizimki bekler diye hiç bakmadan geçtim.

şansıma valizim de 3. valiz falandı. kapıdan ilk çıkan oldum..


not:  son 2 resimdeki insanları tanımam etmem. derseniz ki kardeş o benim. rahatsız oldum, kaldır resmimi derhal.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder