2017 raporu..

yıl bitmek üzere. geçen sene sonunda kendime hedefler belirlemiştim. geriye dönüp baktığımda onların hiçbiri ne tam oldu, ne tam olmadı. 2017 çok güzeldi. hep mutlu hatırlayacağım bu yılı.

bi kere çok hızlı geçti. marttan aralığa nasıl geldik hala şaşırıyorum.

çok gezdim, çok yaşadım, çok eğlendim. seni çok sevdim 2017. umarım 2018 daha güzel geçer.

10 yeni ülke gördüm. tüm fırsatlar karşıma çıktı. hiçbirini planlamadım. ilk defa avrupa dışına çıktım, okyanus ötesi uçuş yaptım. hem doğuya, hem batıya. saat farkını hesaplayarak telefon ettim. otel telefonunu kullandım, 50$ ödedim. 6 saat önce yaşadım, sevgilimi uyandırdım. time travel dediğimiz de bu değil mi aslında?

değişik kültürlerle tanıştım, balkan coğrafyasının her köşesinden insanla sohbet ettim, ilk defa bir yabancıyla.. dünyanın hiç bilmediğim ülkelerinden müslüman insanlarla sohbet ettim. beni belarus'tan sandılar. 40'tan sonra bu anıyı çok anlatacağım bence.

dünya'nın 7 harikasından 2'sini gördüm. diğerlerini de görmek için sabırsızlanıyorum. binlerce fotoğraf çektim ve 10 katını çekmediğime pişmanım. doğduğu yerde tango yaptım. bilmediğim bir şehirde jazz dinlemeye gittiğimiz barda masada uyukladım. meraktan tanımadığım bir adamın hiç bilmediğim içkisinden içtim.

aşık oldum, unuttum, kızdım, aldattım. aşk acısı çektim. fotoğraflarına bakmaya doyamadığım adamı unuttum. birinin uyanışını seyrettim, göz kapaklarının açılışını, horultusunun kesilmesini, uyanmasını izledim. 20li yaşlarda yapmayı hayal ettiğim şeylerin çoğunu bu yıl yaptım. çadırda uyudum, kamp ateşinde bir rus'un doğum gününü kutladım. nerden geldiği hakkında en ufak bir fikrim olmayan pasta yedim. çinlilerle sohbet ettim. sabah makyaj rutinlerine şahitlik ettim. kızın yüzünü boyaması tam 20dk sürdü. o arada ben duş almak dahil bütün sabah rutinimi hallettim ama kız hala aynanın başındaydı.

hayatımda ilk defa otobüsü kaçırdım. hem de yurt dışına gidecek otobüsü. önümdeki 36 saat boyunca ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim olmaksızın bavulumu aldım ve evden çıktım. her şey yoluna girdi hem de.

yeni arkadaşlar edindim, eskilerden bi sürü küstürdüm. yollarımızı ayırdığımız çok oldu. hepsine de gel barışalım dedim. küsmek çok saçma. sadece 1 tanesini geri kazanmayı çok istedim. onu kaybedemezdim.

dürüst davrandığıma pişman olduğum da oldu. dürüst davranmamam gerektiğini de öğrendim. bazı sırların benimle mezara gitmesi gerekiyormuş onu anladım.

başaramam dediğim sınavı geçtim, sonuç değişmedi ama bana ait kısmı geçtim. tez yazdım, hem de toplam 1 ay sürdü. savundum, kaldım; kızdım 5 ay ellemedim. son ay düzelttim ve geçtim.

denemediğim şeyler denedim. yalnız ölmekten korktum. korkudan evden çıkamadım.

sadece 2 kilo verdim ama insanlar 10 kilo verdiğimi düşünüyor. canım istediyse yedim ama sporu bırakmadım.

az alışveriş yaptım. aldığım şeyleri severek giydim. üstelik aldıklarımın çoğu gezdiğim yerlerden topladığım anılardı. hediye verdim bir de. sanırım hediye vermek daha iyi.

ne çabuk geçti bu yıl. hiç beklemediğim bir adam bana çok büyük bir iyilik yaptı ama benim onun için yapabileceğim bir şey yok.

bir adam bana sebat etti. sabır gösterdi. sorunlarım var onu anladım. iyi değilim. ama iyi niyetliydim. ona yanlış yaptım, öğrenirse beni affetmez. öğrenmesini istemiyorum. seçimimi yapamadım henüz. geçmişten vazgeçemiyorum. geçen sene bu zamanlar daha iyiydim. yaşadıklarımız bizi kötü yapıyor değil mi? bir çocuğu savaş alanında tek başına ölüme terk edersen o çocuk bütün bir ırkı tankın içindeki yaşamaya hapsedebilir. biz de öyle yapıyoruz değil mi, kendimizi duygusal olarak korumaya alıyoruz. bunu nasıl aşarım bilmiyorum. çünkü bilerek yaptığım bişe değil. hem daha kararımı vermedim. bakalım 2018 neler getirecek.

kenzo parfüm..

kenzo set yalnızca 54euro olunca almamak olmazdı.

loccitane hediyesi..

loccitane arada böyle hediyeler gönderiyor.

bu seferki hediyesi temizleyici yağ ve dudak balmı.

watsons alışverişi..

biriken puanlarımı harcamak için girmiştim ama daha zararlı çıktım.

peripera cushion ruj: 24,90tl. bu ürünü kore'de gördüğümde çok şaşırmıştım. meğer burada da varmış.hem de bu seferki hafif simli.

snp animal panda maske:4,99tl

skinfood egg white set: 19,90tl

olağan psikppatlar..

ilginç bir kitap olmuş. merakla okudum gerçekten de.

kitapta psikopatlarla eşleştirilen empati yoksunluğu, soğukkanlılık gibi özelliklerin aslında modern dünyadaki insanın en çok ihtiyaç duyduğu özellikler olduğunu anlatıyor.

psikopatlar için geliştirilen testi başarılı iş adamları, casuslar gibi kişilere uyguladıklarında çok yüksek puan aldıkları kanıtlanmış.

romantik komedi..

izlediğim en kötü film olabilir.

bu ilk film
https://www.youtube.com/watch?v=_8PUY7er4Dk&list=PLqZ-MFYApeoaoW-Vzvm5r2gurHW3S6pWV&index=18

bu da 2.
https://www.youtube.com/watch?v=p58JgCWRjzg

izlediğim en klişe film olabilir. aşırı hollywood özentisi olmuş. tr sınırlarında böyle hayatlar var mıymış yahu?

sephora alışverişim..

maske: 14,40tl

%10 indirimimi kullandım.

asıl gitme amacım tabiki doğum günü hediyemi almaktı.

içinden göz ve yüz için olacak şekilde 2 maske çıktı.

bunlar da hediye olarak verdikleri testerlar.

mavi..

yıl sonunda yanacak puanımı değerlendirmek için yapılmış bir alışveriş.
kemer:24,99tl

dermoeczanem alışverişi..

nuxe set: 39tl

bunlar da yanında gelen numuneler

h&m alışverişi..

şort: 30tl

black friday bahanesiyle girdim. doğru düzgün indirim yok. ama antares h&m'de outlet reyonu gibi bir şey yapmışlar. erken saatte gidip eşelenirse bir şeyler bulmak mümkün.

tshirt: 49,90tl

bu tshirtleri çok sevdim. o yüzden bir de yeşilini alayım dedim. yeşili çok hafif içini gösteriyor sanki.

kasımda bitenler..

clinique pep-start temizleyici: sevdim, içinde minik tanecikler var.

stradivarius bilyeli parfüm: bu arkadaş uçak mağduru oldu. bir bilgi: böyle metal bilyeli ürünlerle uçağa binmeyin, basınçtan sanırım bütün parfümü çantama dökülmüş.

batiste kuru şampuan: seviyorum bu markayı. sanırım en iyisi bu.

brazilian keratin smooth şampuan: bunu saç kremi ile birlikte kullandım. kokusu hariç beğendim. ama saçımı düzleştirdi mi emin değilim.

skinfood aqua grape toner: kore'den aldıklarımı yavaştan bitirmeye başladım. bu arada skinfood türkiye'ye çoktan gelmiş de benim haberim yokmuş. dün watsons'ta gezerken birkaç ürününü gördüm. ayrıca internetten de satış yapıyorlar galiba.

neyse bu ürün mükemmel kokan bir ürün ama etkili mi bilemiyorum. mucize yaratmadı, tekrar almam gibi geliyor.

loccitane pivione mattifying fluid: loccitane'in bu şakayıklı kremlerinin kokusuna bayılıyorum. yapısı da güzel, hafif dokulu, yağlandırmıyor yüzümü. tek sorun kışın hafif kalabiliyorlar.

loreal elseve mucize yap durulanmayan krem: bu kremi seviyorum. saçım kuruyken de sürüyorum. tekrar alınası bir şey.

etude house moistfull collagen cream: çok hafif yapılı ama nemlendirmesi yeterli geldi. tabi tekrar almamın mümkün olmadığı bir ürün.

elseve mucize kil şampuan: çok az olduğu için pek bir şey anlamadım ama büyük boyu denenebilir sanki. çok kurutmadı saçımı.

mucizeler dükkanı..

amerikalı nobel ödüllü bir yazar levenson brelizya'ya gelir ve büyük yazar pedro arkanjo diye birinden büyük övgüyle bahseder. bu kişi o güne kadar tanınmayan biridir.

insanlar bunun üzerine pedro arkanjo hakkında araştırma yapmaya başlarlar. yayınlanmış 4 kitabı olan bir kişidir. kitaplarını güçlükle bulurlar. arkanjo'yu tanıyanlardan binbaşı Damiao de Souza yakın bir zamanda Arkanjo'nun yüzüncü doğum gününün yaklaştığını söyler. Arkanjo'yu anmak için büyük kutlamalar tertiplenir. Fakat Arkanjo'nun yaşamını değil, istedikleri tarzda bir insanı anarlar. Gerçek yaşamındansa çok az bahsedilir.

Gerçekte Arkanjo Bahia'da yaşayan fakir bir melezdir. Halk tarafından kutsal sayılan ojouba olduğuna inanılmaktadır. Lidio usta olarak bilinen arkadaşının babadan kalan berber dükkanını mucizeler dükkanı adında akşamları gösteriler yapılan bir yere dönüştürmüşlerdir. Fakat buradan gelen geçimlerini sağlamaya yetmemektedir. Lidio usta mucizeleri tabloya dökerek para kazanmaktadır. Arkanjo ise tıp fakültesinde odacılık yapmaktadır. Fakültede zenci ve melezlerin topluma zararlı olduğunu söyleyen bir profesöre kızarak kitap yazmaya karar verir. Bahia geleneklerini, yemeklerini anlatır. Kitabı büyük güçlüklerle veresiye aldıkları bir baskı makinesi ve kağıtlarla sınırlı sayıda basabilirler. Lidio Corro kitabı büyük kütüphanelere ve fakültelere dağıtır. Yıllar sonra bulunacak yerler de bunlardır.

Arkanjo halkın arasında yaşar, kaşasa denilen içkiden içer, festalara katılır. Sevdiği kadın Oşalalı Rosa ile asla birlikte olamaz, çünkü ilk geldiğinde Rosa kardeşim dediği Lidio'yu tercih etmiştir. Bir de Finlandiya'dan gelen kız Kirsi onu en çok etkileyendir. ayrıldıklarında Kirsi hamiledir ve melez bir erkek çocuğu olmuştur.

Tadeo Canyato vaftiz oğludur tıpkı Arkanjo gibi okumayı çok sevdiğinden annesi ne yapacağını bilemeyip Arkanjo'ya getirmiştir. Basım işlerinde çıraklıklarını yapan Tadeo üniversiteye gider ve mühendis olur. Üniversiteden arkadaşının kızına aşık olur. Kızın ailesi kızlarının bir melezle evlenmesine izin vermese de sonunda evlenirler. Tadeo başarılı bir mühendis olur ve Bahia'dan kopar.

Ardından melezlerin festalarına takan bir polis memuruyla mücadeleye girişirler. O dönemde festalar iptal edilir veya gizlice yapılır, pek çok kişi ölür. Sonunda bu adamdan kurtulurlar.

Arkanjo son kitabında Bahia'nın soylu ailelerinin melez kökenlerini açığa çıkarınca fakültede profesörle atışırlar ve işinden olur ve tutuklanır. Hapisten çıksa da mucizeler dükkanını dağıtırlar ve baskı makinesini darmadağın ederler.

Bundan sonra Arkanjo bir işte tutunamaz. Bir süre demir yollarında çalışır. Burada grev başlar, grevde aktif rol alan kişilerden olsa da, ilk işten atılanlardandır. Ondan sonra orda burda küçük işler alır. Bir süre gazetede yazıları denetler ama Hitlerle ilgili kasıtlı bir hata yapar. 2.ds dönemidir ve işten atılır. 70'lerine geldiğinde bir gece bir duvar kenarında ölür.

iftarlık gazoz..

https://www.youtube.com/watch?v=P4MET454Vv8

cem yılmaz filmi gibi değil de çağan ırmak filmi gibi olmuş. hele sonu çok duygusal.

barry seal..

http://720pizle.com/izle/altyazi/american-made.html/1

güzel olmuş. hızlı akıyor ve aksiyon dozu iyi.

sanırım gerçek hikayeden alıntı.

tek sorun escobar' ı oynayan olmamış. narcos'tan sonra tipi hiç benzetememişler.

penti indirimi..

penti indirimi black friday olayının yıldızlarındandı herhalde. temel şeyleri yedeklediğim için mutluyum.

siyah çorap: 5,37tl

ince siyah çorap: 6,56tl

ince kısa çoraplar: 2,37 ve 1,78tl' ye geldi.

oje alışverişi..

golden rose metals serisini çıkarmış. minik oluşları iyi. bu sene bu tonlara taktım sanırım, elim hep bunlara gidiyor.

fiyatı: 5,99tl

happy death day..

http://720pizle.com/izle/altyazi/happy-death-day.html/1

güzel filmdi. kız sonunda kendini öldürenin oda arkadaşı olduğunu öğreniyor. o arada doğru erkeği buluyor, babasıyla arasını düzeltiyor..

viva las vegas..

http://tamfilmizle.com/filmizle/las-vegas-ta-ask-viva-las-vegas-1964/

gene mükemmel şarkılara sahip, vasat bir elvis filmi. filmin sonu o kadar kötü ki. sanırım son 5dk için para yetmemiş.

bu sefer esas kızımızın fiziği çok düzgün ama 60larda insanların karın kasları olduğunu bilmezdim mesela.

loccitane şampuan..

bu da hediye. loccitane sitesi şampuanlara yorum yapanlara gönderdi.

lirikos..

bu da lirikos marka çamur özlü temizleyici. henüz kullanma fırsatı bulamadım.

lens..

lens ayrı dükkanlarda satılıyor. başta reçetelidir diye çekindim ama denemezsem pişman olacaktım.

göz boyu uyar mı, kullabilir miyim emin olamadığımdan en ucuzundan aldım.

lens çifti: 15,000

olive young alışverişi 2..

bu da olive young'dan son gün dayanamayıp aldıklarım.

kalın eyeliner: 10,500
ash purple saç boyası: 4,600

olive young watsons gibi. orda tester hediye etme adeti yok.

soju..

bu da meşhur kore içkisi soju. tüm marketlerde var. bildiğin votka bu. içemedim. çok sert geldi.

kore skinfood alışverişi..

skin food gene kendi ürünlerini satan zincir markalardan.

aqua grape set indirimdeydi. içinde bounce krem, tonik ve losyon var.

göz kalemi özel olarak istediğim bir şeydi.

ruj bulmak ise bu ülkedeki en zor şeylerden. genelde neon pembe renkler tercih ediyorlar. kendileri beyaz olduğundan onlarda güzel duruyor ama ben çingeneye dönüyorum. bulabildiğim en doğal tonu aldım ben de.

bunlar da hediye tester.

yuji water tonic ve emulsiyon
royal honey propolis enrich sleeping pack

aloe özlü güneş kremi: 18,000 won

elmalı yüz kremi: 14,000 won

hediyesi bu kez:

yuja water kağıt maske
royal honey propolis deneme seti

kimchi olayı..

kimchi olayı kore'ye özgü bir şey. her yerde maruz kalırsınız zaten. dışarıda nispeten yerel yemeklerin yapıldığı bir yerse zaten çeşit çeşit kimchi yemekle birlikte masaya geliyor. ister balık yiyin, ister kore barbeküsü.

veya böyle bir markete gidip hepsinin tadına bakın.

bana göre kimchi biberli turşu gibi bir şey. ama anladığım kadarıyla mayalanma aşamaları vs. varmış.

kore ve deniz ürünleri..

balık konusunda aşmışlar. mesela hayatımda hiç markette kurutulmuş balık satıldığını görmemiştim.

tabiki bu yalnızca balıkla sınırlı değil, denizden çıkan her canlı market raflarında yerini alıyor.

kore etude house alışverişi..

etude house gene kendi ürünlerini satan çok minnoş ürünleri olan bir marka.

calming cheek patch: 2,500won

cherry jelly lips patch: 2,000 won

eau de perfume: 4,900 won

rosy tint lips: 8,500 won

bunlar da numuneleri. türk markaları bunları görüp utanmalı bence. yalvartıyorlar walla bii tester vermek için.

içlerinden sadece baking powder yüz yıkama köpüğünü kullandım, güzel gibi. pek de bereketli. minicik paket bütün hafta kullandım yarı bile olmadı.

kağıt bardak sorunsalı..

kore ile ilgili en nefret ettiğim şey bu kağıttan bardaktan. bir bardak suyu tek seferde içmek zorundasın ve her seferinde o damacanın yanına gitmek zorundasın. çünkü bardak kağıttan ve 10sn sonra erimeye başlıyor.

thor the dark world..

http://www.filmgoo.com/thor-2-the-dark-world-thor-2-karanlik-dunya-2011-1080p-izle.html

thor serisini düzenli takip edemiyorum. bu filmin çıktığını fark etmemişim bile.

yaşamak güzel şey be kardeşim..

kitap ahmet ve ismail adında 1924'lerde yaşamış iki kominist gencin hayatının bir kısmını anlatıyor. kesik kesik anılar şeklinde geliyor anılar, çoğu kez birbirine karışmış halde.

ahmet osmanlı paşasının oğlu. birilerinin peşine takılıp batum üzerinden rusya'ya gidiyor, orda sanat üzerine üniversite eğitimi alıyor, orda anuşka diye bir kıza aşık oluyor. kıza aşık bir de çinli var. si-ya-u adında. önce si-ya-u dönüyor memleketine, sonra ahmet.

ismail faaliyetleri yüzünden sürekli hapse gidiyor. hapisteki başka bir adamın kız kardeşi neriman var. uzun süre görüşüyorlar. neriman fedakar bir kadın, ismail de ona beni bırak kendini kurtar demiyor hiç. sonra evleniyorlar ismail gene hapisteyken. bir gün meriman emine adında bir çocuk evlat edindim diye getiriyor. ismail anlıyor kızın anne olmak istediğini, afla çıktığında neriman hamile kalıyor, çocuk 2 aylıkken gene hapse giriyor ismail. neriman öğretmenlik, terzilik yapıp ismail'e yemek götürüyor sürekli. ismail'in söylediği bir söz var mutlu olduğu anlarda. yaşamak güzel şey be kardeşim. çünkü ismail her cümlenin sonunda ..be kardeşim diyor.

ismail ve ahmet izmir'de bir evde saklanıyor bir süre. ahmet'in evden dışarı çıkmaması gerekiyor. dayanamayıp çıktığı bir gün köpek ısırıyor. kuduz olurum korkusuyla 40 gün boyunca duvara her gün bir çizgi çekiyor, belirtileri yokluyor kendinde.