13 Nisan 2012 Cuma

bir zamanlar anadolu' da..

şurdan izledim:
http://www.filmiizleme.com/bir-zamanlar-anadoluda-izle.html?postTabs=7

ben bu filmi anlamadım arkadaş. tamam süper sığ bir insanım, sanat filmlerinden anlamıyorum. ver bana amerikan filmini ancak onu anlarım oke.

jenerik yazılarından önce katil, kurban son yemeği varmış. film bittikten sonra dönük bakınca tanıdım. bence kopuk bir bölümdü.

gerçi o sesler renkler falan güzeldi, sabah mahmurluğu mu diyim, hatta guguuguk diye bişey öter sabahlar. o falan güzeldi.

o dereye düşen elma mesela. gidip cesede çarpacak falan sandım. yoo. ee ne alaka o zaman. 2 dk falan sürdü. evet saatlerce rüzgarın savurduğu poşeti izlemekten de zevk almıyorum.

savcı tipi iyiydi. gerçekçiydi. şu ölen kadın da galiba karısı mıydı, sarstı adamı baya. polisin olayı biraz yüzeysel kaldı gibi. tip olarak iyiydi.

ama doktorun olayını harbi anlamadım. bi ıssız adam tipleri, her kadının arkasından uzun uzun bakan ağır sapık halleri, hele delil karartma mı diyeyim o toprak olayına da kızdım direk. zaten yalandan bi eldiven giymiş. ceset çıkarılırken o da yok. yahu ne biçim doktorsun bi önlük falan giy bari.

cesedi de bagaja koydular. o kokar yahu. bi de orda önce adama tekme tokat giriştiler niye bağladın diye sonra bağlasak mı?

ama ana hikaye kopuk geldi bana. o amerikan filmlerinde sevdiğim 3. evre yani kahramanın mutlu sona erdiği sahneyi bekledim. gerçi ilk 2 evre de tam oluşmadı ama.

sevmedim. ben olsam 8 puan vermezdim. tarzım değilmiş diyelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder