21 Aralık 2011 Çarşamba

ilk mülakatım..

bugün ilk mülakatıma girdim. sabah güzelce kalktım. hazırlandım, gözümde büyütmemeye çalışarak önceden belirlediğim şeyleri giydim. kızılay' a gittim. terlemeyeyim diye kapının hemen önünde durdum metroda. metronun sabah sıkışıklığını unutmuşum. bunu güzel akıl ettim. indim sonra. merdiven çıkmayayım diye düşündüğüm çıkıştan çıktım. durağa gittim. başta durağı bulamadım mı oldum ama yazısını görünce rahatladım. gittiğimde ilerde bir otobüsü vardı. adama sordum bakanlıktan geçer mi, geçer dedi galiba anlamadım ama itiraz etmedi diye düşünüp bindim. adama da durağın yerini tam bilmiyorum hatırlatır mısınız dedim. daha önce 2kere gittik ama durağın tam noktasını kaçırırım filan ıssız bi yol o yolda 1 saat geri yürümek de var öyle ya. adam da unutmazsam hatırlatırım dedi. adamın tersliğini sabah saati olmasına verdim. dünkü otobüsteki daha yardımcı bir tipti. bunu da akşam bizimkinin iyi kolay gittin mi sorusuna verilebilecek bir cevap diye düşündüm. hemen arkasındaki en ön koltuğa da oturdum. aynadan da görüyor yani. bir de paso sordu tabi. bu da yeni çıktı. metroda değil de belediye otobüslerinde çok soruyorlar. ben de kimliğimi gösteriyorum. bi arkadaş vermemiş. aklıma yattı. ben de geri vermeyeceğim galiba. neyse gelince söyledi indim.

gittiğimde yarım saat falan vardı daha. iyi dedim. 3 kişi falan vardı. zaten yanımda not falan var. okumaya başladım. sonra bize sandalye verdiler, çay getirdiler. baktılar kalabalıklaşıyor. ilk 20' den sonrasını aşağıya aldılar. girişte falan bekliyordu kimisi. o da kötü. neyse benimki başlardaydı.

odaya girdik bir kaç kişi. beklerken muhabet ettik baya ne sorarlar ki diye. çıkanlara soruyoruz falan. onlar da pek söylemiyor öyle ya rakibiz sonuçta. ingilizce kendinizi tanıtın falan diyorlarmış, kanun soruyorlarmış.

sıram geldi diğer tarafa  geçtim. geçerken de sordum kimlik gerekli mi diye yok dediler. gene bi sandalye koymuşlar. gerçekten düşünceliler. hiç heyecanım yok bu arada gayet rahatım. iyi dedim.

tam içeri giricem kimlik sordular. dedim gidip alayım. sonra nerde kaldın falan oldu. kimliği unutmuşum falan dedim ne diyim o demedi de ben sordum da falan mı diyim.

içerde direk ingilizce başladılar. bi afalladım. tamam ingilizcem iyi, yıllardır dizi izlediğim için konuşmaları da baya anlıyorum ama en son konuşmam gerektiğinde 2009 falandı. üniversite yerine lise dediğimi anlayınca s.çtım diye hissettim. onlar da kısa kestiler. bu da moral bozdu.

sonra aileden bir soru sordular ona da bozuldum.

ilk 2 soru hakkında hiçbir fikrim yoktu. atmaya çalıştım ama tutmadı. 2 soru gitti diye iyice panikledim. cümle kuramadım.

çıkışta diğer arkadaşla konuştuk ama o daha iyi gibi geldi bana göre.

off yaa..

edit: evet kazanamadım. evet arkadaşım kazandı. evet o giremese de ben gireyim diye düşündüm ama olmadı. halbuki zamanlaması öyle iyiydi ki ne güzel staja gitmek zorunda kalmayacaktım. offf...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder