5 Şubat 2011 Cumartesi

döndüm ben..

güneş gözlükleriyle gitmiştim ama yoldaki manzara böyleydi. orda da donduk valla. ger.i burası daha betermiş. geldiğimden beri bir ısınamadım. neyse ya soğuk iyidir..

otobüs yolculuğundan nefret ediyorum ya. şu otobüslerde ayaklarımızı uzatabileceğimiz bir sistem ne zaman gelişecek çok merak ediyorum. uyusam uyuyamıyorum, uyumasam vakit geçmiyor. öyle bir manyaklık. zaten dizlerim öldü yani.

o değil de dönüşte otobüste takım elbiseli amcalar vardı. böyle kravatlı falan. ben en rahat eşofmanlar bile rahat edemezken onlar nasıl yolculuk etti ki.
mola yerinde sürekli anons yaparlar ya anonsalardan birinde 17' de yola çıkmış saat gecenin 3ü falan daha varamamış otobüsler vardı. onlar herhalde inişte ölüyordur. istanbul-gaziantep falandı onlar.

bu arada o mola yerleri iyi iş. tuvalet 1tl olmuş. oha yani. otobüs durunca insan tedbir olsun diye bile bir gider yani. acayip para kırıyorlardır. çay da 1tl. ohoo..
dönüşteki mola yeri tuvaletleri  de çok acayipti. kırmızı neon ışıklar falan. bar tuvaleti gibiydi..

otobüste bir içecek servisi olur ya ordaki ikramı almamak nasıl bir mantıktır. cool falan değildi bir kere orada anlaşalım. parasını çıkarayım illa alayım iddasında da değilim ama yandakiler almadı uzaylı gibi geldiler gözüme.

zaten otobüs b.. gibiydi. kalkmasına 5dk kala geldi. içinden yolcular indi. içerisi berbat kokuyordu yuh ya. insan bari araya bir yarım saat koyar. zaten 15dk geç kalktı. otobüsün saati şaibeliydi falan.
sırf o yüzden meyve suyu içtim. biraz iyi geldi. şu ağızla burun birbirine bağlı olayı var ya harbiden doğru. tatlımsı o meyve suyunu içince biraz kendime geldim.
bir de beni bazen uzun yolculuklarda yol tutar. o otobüsün-arabanın içinde bir koku olur ya. öğğkk..

şu otobüste sigara içmeye yasaklayan ne büyük adammış. keşke şoförler, bu yasağın kendileri için de geçerli olduğunu algılayabilse. camı açınca hiçbir şey değişmiyo. hatta içeri daha fena doluyor. hele dönüşteki adam saat başı yakıyordu bi tane. sinir yaa..
bir de nescafe içiyorlar ya habire. ıyy nescafeden bir kez daha nefret ettim. zaten sınav dönemini çağrıştırıyor bana. normal zamanda içemiyorum. en fazla taze sütle kafeinsiz falan yapıyorum biraz değişik olsun diye. herkes de nescafeci yani. eskiden insanlar çay içerdi.
gerçi bu kadar laf ediyorum. bir ara ben de otobüs yolculuğunda 2 nescafe içerdim. sonra da bütün gece uyumazdım. ama bir nedenim vardı. o zaman şöyle düşünüyordum: gece gece öyle kendinden geçmiş şekilde ulu orta uyuyorsun. muavin gelse çantanı karıştırsa, yüzüne tükürse ruhun duymaz. şimdi de aynı şekilde tedirginim ama uyumayınca valla geçmiyor o yol ya. zaten tam uyuyamıyorum da yarı uyanık haldeyim. mesela televizyondan dinlediğim filmi hatırlıyorum. önce taş melek, sonra da bir rock band bir barda kilitli kalır. hepsi teker teker ölür.. ama tam olarak  bilincim yerinde diyemem.
artık herkesin kendi televizyonu var ya. iyi bir uygulama ama o zımbırtıları koyacaz diye öndeki alanı daraltmışlar. orası kafamı koyup uyuyabildiğim ender alanlardandı. liseden kalma alışkanlıkla oturduğum yerde uyuyamasam da kafamı masaya koyup çok rahat uyuyabilirim.
televizyon dedim. kimisinde sadece film ve müzik. kimisinde de sadece tv kanalları oluyor. giderken hem film hem tv kanalları vardı. o güzel bişi işte. zaten tv kanalları tünellerde falan çekmiyor. filmlerde o sorun yok. geceleri adı pek duyulmamış güzel filmler olur ya bazen onlardan birine denk geldim. adı taş melek. google' da çıkan sonuçlar o mu emin değilim.
şu sahne ordan eminim:
zaten filmin yarısını gözüm kapalı dinledim. başını da kaçırdım biraz. neyse.
kadına üzüldüm. babası çok zalimmiş. sırf istemediği bir adamla evlendi diye ona mirasından tek kuruş bırakmıyor ve oturdukları bütün kasaba o adama ait. o kurmuş falan. tüm mirasını kasaba halkına bırakyor. onun adına park yaptırıyorlar falan. kadın da sadece oğluna sen bir currysin böyle konuşamazlar falan diyor. iskoç bunlar. bir de kilt iğnesi var. kadın önce küçük çocuğa veriyor. çünkü curry olan o diyor. sonra o ölünce, kendisi ölüm döşeğindeyken büyük oğluna veriyor. en başta sana vermeliydim diyor. bir de sözleri var cüret edeni.. bişi. adamın iğneyi alıp bir mutlu gidişi var ki. zaten o  daha koridordayken kadın huzur içinde ölüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder