20 Şubat 2011 Pazar

20şubat..

bu aralar pek şanssızım ama küçük şeylerde.

geçen gün dedim ki ne zamandır fimolarımla oynamıyorum. kendimi biraz zorlayarak 3-5 bişi yaptım. ertesi gün de hemen pişirdim. hafta sonu yapamam diye. her zamanki kadar pişirdim aslında 250derecede 6dk. hatta tam vaktinde de aldım ama benim fimolar biraz yandı. özellikle 1tanesine çok üzüldüm. benim yatak odasında bir duvar saati var, camsız. hazır neon beyaz fimom da varken şuna akrep yelkovan yapayım demiştim ama bunu yapalı 2ay falan oldu. sınavlardan önce yapmıştım. onlar yandı ve şimdi karanlıkta
parlamıyor. acaba biraz kurudu diye mi yandı diyorum.
ama 1 tane de kurdele yapmıştım. o da yandı. onu taze yaptım yani.
1 tane de kardan adam yapmıştım. üstü kirlenmesin diye nasıl özendim. elimi yıkadım, tezgahımı ıslak mendille sildim. gene de üstü kırmızı kırmızı tshirtümden tüycük olmuş. hem de öyle çok olmuş ki yani özenmesem bile bu kadar kirletemezdim.

dün mesela ankara yağmurluydu ya kızılay' dayız işte. araya çıktık. biraz yürüyelim dedik. 1tl' lik flormar ojelere yanaşmaya çalışırken bir anda kendimi yerde buluverdim. yer fayans, biraz da su birikmiş. ayağımda da converse her zamanki gibi. ben bir düştüm. tam da totomun üstüne oturdum yani. arka tarafım komple ıslandı. pantolonum da inceymiş su gibi oldu, üstüme yapıştı. hemen lcw' ye girdim alelacele bir pantolon beğendim. 1 beden büyük oldu ama 19,90'dı. giydim çıktım. aslında aynada bakınca pek de belli olmuyormuş ama kötü hissettiriyor. zaten aldığım düz siyah pantolon her türlü giyilir. baktım çok salarsa kendini şort yaparım diye kendimi avutuyorum. çoraptan çamaşıra ıslandım ama..

gene dün. sınıfta soru çözüyoruz. bir soruya geldik. hoca dedi gibi bu soruyu çözen bu dersi çözmüş sayılır falan. biraz da gidiş yolunu falan gösterdi. bir sonuç buldum. 1050mi dedim. hayır o şu dedi. benden hemen sonra bir kız cevabı verdi. hoca da hemen çözmeye başladı. hoca bana hayır deyince hemen baktım. işlem hatası yapmışım. ama yaptığım son işlemde akıldan yaptığım için yanlış hesaplamışım. hemen doğruyu gördüm ama öbür kız söylemiş bulundu. öyle kötü oldum ki. tamam o derste iyi değilim ama çözdüm sonuçta ve kimse görmedi. öyle içime oturdu ki. akşam hırs yaptım oturdum o dersten 60soru falan çözdüm gece 2'ye kadar.
bugün mesela aynı derste o dersin okulunu okumuş bir kızla iddalaştık gibi oldu ve benim cevabım doğru çıktı. içimden SKORRR diye bağıırdım ama bu bile içimi soğutmaya yetmedi..bu iş burda bitmez.

şu  kurs çok acayip zaten. okulda yarı mezun gibiyim zaten çok az dersim kaldı. pek de tanıdığım yok bu sene. kurs bu yıl bir numaralı sosyalleşme ortamım. zaten öss bebesi gibiyiz. bi  karıştık, bi kaynaştık ki sorma. hocaları da kendimize uydurduk. pek aykırı tip yok zaten. hani böyle bir tikiler gruplaşır, bir ezikler grubu olur falan.. bizde yok.

bir kısım bazen beni sinir ediyor ama. bi tane üşüyen kız var mesela. kansız mıdır nedir. hergün gelir camın yanına oturur, üzerinde de kolsuz bir body ile ince bir trikodan fazlası olmaz. bizde şimdi 1 saat ders görüyoruz, küçücük sınıf, kaloriferler yanıyor, içeride en az 20kişi falan var. ee kapıyı da açamıyoruz koridordan görültü geliyor. tabi haliyle sıcak oluyor. bir de havasız. ne kadar olsa kokuyor sınıf. tenefüste diyoruz ki bir cam açalım 5dk. derste de değil hani. o cam 2.dk'  da kapatılır. yahu bari tenefüste bi git öbür köşeye otur 2dk da sınıf havalansın be. hocalar bile diyo şu sınıfı havalandırın diye. bir de bu kız hep üşür. ben öyle üşüyen bir tip olsam üstümde 2 hatta 3 kazakla dolaşırım. cam falan açtırmadığı için hasta da olmuyor tabi. hele bugün herkes öldü yani. benim üstümde de gömlek falan vardı öyle ama millet kazakla falan geliyor ama haklılar daha şubat ayındayız yani hava da baya soğuk. bir biri, bir biri. ya şu camı açalım. lütfen camı açalım falan.. hayır madem üşüyorsun camın yanına oturma yani mazoşist misin nesin.

bir de para toplayan tip var. bişi alınacak oluyor. karar veriyoruz aramızda. o sınıfta yok. 5dk sonra nasıl oluyorsa kız elinde kağıt, para işini üstlenmiş oluyor. tamam bu işi asla istemem. hem sorumluluk, hem de ne çalışıcam boş yere. ama ne ara geldin, ne ara konuya dahil oldun da işi üstüne aldın. pek de takmıyorum ama çok toplayıp üstüne mi yatıyor ne yapıyor. bi keresinde gittik aldık, para benden çıkmadı da alınırken ben de vardım. çıkan parayı, kaç kişi olduğumuzu biliyorum. kafadan hesap yapıyoruz yolda. sınıfta bunun 2 katı para toplandı. meblağ büyük değil ama gireni çıkanı gördüm ağa. günahı boynuna ne diim.

bir gıcık da şöyle bişi. şimdi ek ders falan olunca zaman ayarlıyoruz sınıfça. hani herkese uysun diye. benim programım rahat ya pek sesimi çıkarmıyorum. sonuçta çalışanlar falan var. onların zamanı daha kısıtlı. ben her türlü uyarım. okulun olduğu gün olsa daha iyi tabi ki. bi daha, bi daha evden çıkmam, çok üşenirsem gelmem zaten de. bir kız var işte. ne zaman böyle bir ayarlama olsa öne atılır ve illa onun dediği gün olur. 1-2 kere dikkat ettim bu kız hep böyle ve bu derslere geldiğini de hiç görmedim yani. 1kere olsun görmedim. madem gelmiycen sus da başkası karar versin. illa öne atılır. işi olduğundan falan değil. mesela diyo ki şu gün benim tek boş günüm o günüm dolmasın. gelmiyorsun ki zaten.

bu kız çok güzel giyiniyor. tam benim tarzım. giydiği 2 tane kazağa hayranım. bulsam hemen alıcam o derece. tam da benim tarzın biraz spor, biraz salaş, biraz boho, renkli, rahat.. kızın kendi de taşıyabiliyor ama. uzun boylu, zayıf falan. ben öyle uzaktan bakıyorum aa bu da çok hoş falan. kızla konuşmaya başlayınca bir gıcık kaptım. tam da bir sebebi yok ama sanki küçümser gibi falandı yani. biraz konuşunca itiraf etti pazardan, karanfildeki o pasajlardan, lcw'den falan giyiniyormuş. hatta aldığı şeyleri gösterdi falan. ben de bu kız bunları nerden alıyor diyordum. lcw' de gördüğün yüzüne bakmadığın bir şey kızın üstünde parlıyor resmen. işte if you're cheap nothing helps demişler ya. iyi olunca da ne giyse zengin duruyor demek ki.

giyim demişken çok acayip tarzlar var aslında. şimdi aramızda çalışanlar falan da var da sonuçta ama biz haftasonu grubuyuz. yani ben hafta boyu resmi giyinsem, haftasonu pijamayla falan gezerim herhalde. bugün üşüyen kız giymiş sütlü kahve triko kazak, üstüne altın uçlu bir kolye, kolunda leopar bilezik, altın saat ve full makyaj. kötü olmuş diye demiyorum. yakışmış hakikaten. bu tarzı 40yaşında birinde görsem ne kadar şık diye düşünürüm. ama kız 30bile değil. sen daha 20yaşındasın ya. altın saati annem bile takmıyor. valla anneme hediye gelmiş y-london'un bir altın saati. dedi ki bu çok ağır nasıl takayım, özel günlerde falan takarım artık..

çok inceliyorum aslında insanları. 1 tane kız var. 1 çizmesi, 2 pantolonu var. birini çizmenin içine sokuyor, birini dışında tutuyor. tatil dönüşü 1 tane de kot peyda oldu. buz beyazı bişi. fakir değildir ama bana imkansız geliyor. kötü değil ama iyidir o ya..

bir tane koca popo var. kızı oturuken görünce zayıf sanıyorsun. o popoyu o kotun içine nasıl sokuyor hayret bişi. kınama başına gelir derler ama kilo da alsam direk popoma gitmediği için genlerimi seveyim.

1tane de tikimsi var. hani bir tiki topluluğu olsa o başlatırdı ama ortam bulamamış gibi. gerçi kızla konuştukça falan gıcıklığım geçti gibi. zaten sınıfta bir denge var. bir kere bozulur gibi oldu ama atlattık. çok samimi duruyoruz ama birbirimizin hiçbir şeyini bilmeyiz mesela iyi gün dostu gibiyiz biraz. o yüzden herkes de kötü yüzünü pek göstermiyor gibi.

1tane de yerden bitme vamp var. kızın boyu 1,50 falan. geçen bir çizme giymiş. çizme çok güzel. ucuz durmuyor. siyah mat, uzun, kalın topuk, önde de gizli topuk var gibi. çizme çok güzel ama kıza olmamış. kız 1,50bile değil. çizme uzun boylu birinin dizine bile gelmez herhalde ama bu kızın dizinin 1 karış üstünde kalmış. hayır o kısmı kıvır bari. kıvırmamış da. üstünde de uzun gelmiş bir kazak. aslında mininin de minisi olacak ama kız o kadar kısa ki kazakla çizme birbirine girmiş. bu kız da çok ağır giyiniyor. üstelik de şık değil, ucuzluk sınırında dolanıyor. muhtemelen çok pahalıya alıyordur ama if you're cheap nothing helps.. bir de bu her sabah 1 parmak boyar gözlerini, yanaklar turuncunun en koyu tonundan allıkla. kıpkırmızı ruj. sabahın köründe ben o kadar makyaj yapsam kendimden korkarım valla.

bir kız da sopa yutmuş gibi bir şey. nasıl zayıf ama kötü anlamda, nasıl uzun bir de. pek de iyi giyinmiyor. bir de rakun makyajı olmazsa olmaz.postiş falan. tam kezban.

bir tanesi öğk mütemadiyen elinde telefon sevgilisiyle konuşur. nefret ettiğim insan tipi. pek de güzel değil ama buldumcuk gibi biraz.

ama herkes çok makyaj yapıyor ya. okul da tam tersi. makyaj yapmış 1 tane insan evladı bulamazsın. bazen içimden gelir kalem falan çekerdim ona bile huylanırdım. o da kötü canım.

bir tane kız var. maskarası çok kötü. 3tel, 3 tel ayrılmış bütük kirpikler. hiç doğal durmuyor. kız da iyi aslında. ona da başta gıcık olur gibi oldum ama çabuk geçti. iyi bişi. 1 kötü huyu daha var. kilolu da değil ama üstüne hep 2 beden küçük gelen gömlekler giyiyor.

bir tanesi anane tarzı giyinir. annem bile giymez onları. şu kızılay'daki dükkanlarda olur ya bin yıllık modeller. 1 kere makyaj yapmayı denemiş bu. sabahın köründe smokey yapmış. yakışmış belki ama akşam 8' den sonra ancak.

1tanesi de alışveriş delisi. ne zaman görsek elinde bir zara poşeti. bir şeyler almış. yakışıyor yakışmasına da o kadar alışveriş yapan birinin hergün farklı şey giymesini bekliyor insan ama nerde.

ayy dolmuşum valla. ama bunları nerde anlatayım sevgili blog. insanların arkasından konuşmayı çok severim aslında ama çok korkarım kulağına gider diye. böyle anonymouse kalmak daha iyi..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder