11 Mart 2011 Cuma

kinyas ve kayra..

bitirdim ben bunu.

 kayra' yla ölmüştük, kinyas' la yeniden doğduk, hayata bağlandık. kayra' nın yazıları arası nasıl giderek daha da yakınlaşıyor, en küçük hissini bile paylaşıyorsa kinyas' ın kopuşu, olayların arasının açılışı da aynı paralellikte ama ters yönde gitti.

kitapta en büyük şoku adının tolga olduğunu öğrenince yaşadım. aslında çok mantıklı bunca işe karışan adamların kendi adını kullanmaması ama o kinyas' tı. kin ve yas. o tolga olunca, normale dönünce nefret ettiğim kayra' ya üzüldüm. bir hayal uğruna mı gitti şimdi. istese o da dönemez miydi. hele demiş ya tuğba' nın nişanında dünyanın en mutsuz 2 insanı diye. anne-baba olmak çok zor bişi.
zor yolu seçti ve normal oldu ya artık. kitabı bitirince tamam dedim. dün kayra ölünce büyük boşluk hissetmiştim. hani kitap biter de biraz daha okuyasın olur ya. bugün kinyas bitirince tamam dedim. bitti.
yazdıklarıyla okur da kurtulur umuduyla kayra' ya seslenişi var ya. kayra' nınsa okumamak için gösterdiği çaba..
çok gerçekçi geldi bana kitap. halbuki betimleme vs. de pek yok ama sanki gerçek gibiler. sanki gerçekten de kayra bunları gitmeden h.günday' a yollamış o da bastırıvermiş gibi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder