20 Aralık 2010 Pazartesi

alamut..

semerkant' ı okuduktan sonra sözlükte bu kitabı okuyan bunu da okusun gibisine tavsiyeler gördüm. hep aklımın bir köşesindeydi ama deli gibi aramadım. bir gün optimum' da mıydı ne. orada koridorda bir kitapçı var açıkta. annem mağazalara bakınırken orada takılıyordum. bunu gördüm. aha aradığım kitap, hemen aldım.

kitaba gelirsek: konusu hasan sabbah' ın alamut kalesine geldikten sonraki hayatı, planları, ismaililer vs. aslında kitap son derece sıkıcı betimlemeler falan basit. kitap halime adında bir kızla, ibni tahir adında bir çocuğun ekseninde gidiyor. sonu tahmin edilebilir bir film gibi. ama konu olarak ilginç. aslında o da kötü, bu hasan sabbah' ın baş düşmanı nizamülmülk, yani selçuklular, yani türkler. her sayfada hakaretler vs. aslında bunu da hiç sevmiyorum. mesela kitapta türklerle olan bir savaşları var. türkler kaybedince ben üzülüyorum ama kitapta bir kutlama havası.. bir de bu hasan sabbah tam bir kadın düşmanı. kendi kızlarına bu kadar kötü davranan bir insan olamaz yani. bir de babalar kızlarına düşkün olur derler. üstelik de bütün kadınları birer o.. olarak görüyor. aşık olduğu sanılan kadını bile amaçları uğruna birilerine peşkeş çekiyor. böylesine bir adam.
bir de kitapta çok büyük planları olan bir adam. bunların arka yüzünü açıkladıkça aslında ne kadar çıkarcı biri olduğunu görüyorsun falan..

gerçi bir romana dayanarak tarihi değerlendirmek mümkün değil. sırf semerkant' la alamut arasında bile bir sürü fark var. gene de okudum bitirdim. yazıları küçücük ama şaşırtıcı şekilde hızlı ilerliyor. baya sürükleyici, halbuki sonunu az çok tarih derslerinden biliyorum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder