22 Ocak 2013 Salı

saçımı kestirdim..

kuaföre gitmek bence kumar oynamak gibi, asla istediğim saç olmaz, temel ölçütleri belirleyip kendimi kuaförün eline bırakıyorum, iyi bir şey çıkarsa şanslıyım demektir.

bu sefer ehh işte bi model çıktı, daha kısa istemiştim ama fena durmadı.

bu sefer gittiğim yer baya pahalıya geldi. yıkama, kesim, fön 40tl verdim. çüş. yıkama 5, kesim 25, fön 10tl imiş. neyse olsun o kadar. ucuz yere gidince de hijyen diye kafayı yiyorum, fırçaların üzerinde sarı sarı kıllar iyğğ. burası baya temizdi, kullandığı tarakları streç filmle falan sarmışlar, kızıl ötesi ışından geçmemiştir ama en azından öncesinde bi yıkama bişey olmuştur herhalde.

o değil de ne zaman fön çektirsem yıkatmak zorunda hissediyorum. başkalarına da oluyor mu bilmem fön çekilirken buhar çıkıyor saçımdan, kuaför salonunu sis kaplıyor. saçın kirlidir, kremli bırakmışsındır falan dediler. saçımı yıkayıp gittim ıslak ıslak, gene kâr etmedi. artık bırakıyorum kendileri yıkasın, buhar çıkarsa da sen iyi durulayamamışsındır diyorum. aslında saç yıkatmayı hiç sevmiyorum. bi kere ben evde şampuanın en iyisini seçmeye çalışıyorum, orda en ucuzu kullanılıyor, hadi onu geçtim, şampuan değiştirince saç tepki göstermez mi?

neyse ya boyam falan yok 3 ayda bi gidiyorum. o kadar masrafım da olsun. o değil de çok acayip şeyler çıkmış, bin türlü bakımlar falan.

bi de saçımda bi sürü yeni çıkan saç varmış, hangi şampuan falan dedi, sevindim bak. bizim new işe yaramış demek. bak alalı kaç ay oldu daha yeni yarıladım, o da benim salaklığım, ıslak bırakmışım bi kere, yarısı kutuya yapıştı. yalnız çok kurutuyor, bi dahaki lush ziyaretimde kesin bi saç kremi alıcam..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder