3 Ocak 2013 Perşembe

kürk mantolu madonna..

sınavdan beri  bitirdiğim 2.kitap, kendimle gurur duyuyorum. hep ince kitapları seçsem de (160sf) hiç yoktan iyidir.

kitapta eski kelimelerin altına anlamlarını yazmaları hoş olmuş, bordo-siyah gibi derin anlamları ve açıklamaları değil, tek kelime karşılıklarıyla. türkçeleştirmeden yazmaları da iyi. anlıyosun çünkü.

kitapta uzun uzun betimlemeler var, önsözde yazdığı gibi dostoyevski' ye falan benziyor. zamanında okurdum ama artık sıkıcı buluyorum, neyse ki kitap kısaydı. vahşi şeyler öyle değildi mesela zaten resimli bir kitaba dayandığı için hiç öyle şeyler yoktu. zaten bir çocuk kitabından beklenmezdi ya.

sonu aslında tahmin edilebilirdi ama okurken onu düşünmedim. beni en çok meraklandıran almanya' da maria' ya aşık, bahçeleri-fabrikaları olan adamın oğlunun azıcık maaşıyla nasıl ankara' ya geldiği meraklandırdı. hatta o karısı da maria' ydı ama ahh işte yıllar geçince o hallerinden eser kalmadı gibi bir ifadeye bağlayacak diye korktum.

daha ziyade klasik türk filmi sonu gibiydi, kadın ölmüş, bu da senin çocuğun şeklinde.

asıl raif bey değil de baştaki adam beni çok etkiledi ya, işsiz kalmış, ankara sokaklarında boş boş gezen, kazanamayacağını bilse de sınavlara giren, hiç umudu olmasa da başarısız olunca üzülen adam. işte bu benim demiştim. gene de bi arkadaşımın bana acıdığı için iş vermesini istemem. sonum öyle olmasa bari..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder