2 Eylül 2011 Cuma

dönüş yolu..

dönüş yolu gene kalabalıktı. bayam tatili bitti tabi memurlara devam etse de millet eve dönüyor. yolda da alacahöyük' e uğradık. giriş 4tl. pek bir şey yok. ören yeri ve müze. yolu baya içeri doğru. bir de daracık daracık köy yolu.

ordan hattuşa' ya geçtik. orda giriş 5tl. ama aynı biletle 3 yer geziliyor. hattuşa, yazılıkaya ve müze. hattuşa arabayla gezilesi. aslında aradaki yollar yürüyüş yolu olarak tasarlanmış, yerler arnavut kaldırım. baya büyük bir yer. ama japon turistler bile otobüsle geziyorsa bir hayli hayli arabayla gezeriz. bir de tam öğlene denk geldi. gezmedik bile tam. bir yerde tünel vardı o ilginç, içine biraz ışık taksalar daha iyi olurmuş ya. baya uzun bişi. ordan aşağı inip sola dönüp merdivenle yukarı çıktık. merdiveni görünce gene tırstım bi. ama küçüktü neyse ki.
ordan yazılıkaya. güzeldi. baktık işte.
sonra da müze. müze ücretsizmiş gerçi. mayıs' ta açılmış.

yalnız ben şunu anladım benim için ideal tatil bir tatil köyünde denizle bütünleşmek. sevmiyorum abi. ne dağ tepe tırmanmayı, ne de kültür turunu. ben şehir insanıyım. deniz insanıyım.

sonra ankara işte. yol boyu gene 06plakalarla geldik. madem hepimiz ankara' ya gidicez tren gibi şu arabaları birbirine takmanın bir yolu olsa. hele yozgat yolundan sonra iyice sıkıştı. o da öyle bişi ki mesela bir arabayı geçiyorsun 5dk sonra o seni geçiyor. öyle bişi.

dönüşte ikea' ya girdik yol üstünde diye. evet biz ikea' yı sadece yemek yemek için kullananlardanız. bu arada orası da çok kalabalıktı. ilk defa park yerinde 2.kata kaldık düşün. orası da biraz hareketlenmiş. açılacak 1-2 dükkan bayrama yetiştirilmiş sanırım. bu arada bir şey keşfettik. ankara ikea için: girişte sağdan değil de soldan dalınırsa direk yemek bölümüne geliniyor. ekşide bir başlık vardı 10dk da ikea' dan çıkabilmek diye. aklıma o geldi. müşteri çok diye isveç köfteye zam yapmışlar. zaten orası iyice çığrından çıkmış. millet tepsisini kaldırmıyor, masa yok, sos tarifi bitmiş.. millet şehir dışından gelmiş ikea' yı da görelim illa demiş gibi. ergenler birer çiçekli yastık kapmış, daha ucuzcular birer mum almış. gelmişken dedim ki bir kutu alayım. koçtaş' ta bulamamıştım. kasalar bir kuyruk bir kuyruk. zaten yavaş işliyor. kaçarak uzaklaştık.

bayramın son sürprizini de dsmart yaşattı bana. meğer gene kanalları açmış. sanki istemişim gibi günde 1000tane maç mesajı atan dsmart 1 senedir beklediğim haberi vermeye zahmet etmemiş. peki ben bunu ne zaman anladım? saat 23:45' te süper di mi..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder