3 Eylül 2010 Cuma

faust ve piraye..

izmir' de bu kitabı sıkıntıdan okudum. yanıma 2 kitap almıştım. biri 3 senedir bitiremediğim kitap faust ve aradan çıksın diye yanıma aldığım bu kitap.

faust' da 100 sayfam falan kalmıştı sıkıntıdan 1 günde okudum. vakit bulduğum 5 dklık aralarda falan okuyacağım bir kitap değil o yüzden bu kadar uzun sürdü. 3 senedir ara ara okuduğum için başları hayal meyal hatırlıyorum. zaten hikaye de oradan oraya atlıyor. tekrar tekrar okumak diye bir şey vardır ya onun için okunabilir. sonunu merak etmek diye bir şey yok.

neyse asıl olay piraye. o ağır kitaptan sonra tüy gibi haif bir şeydi. neymiş bir bakayım derken 40 sayfa okumuşum. gayet yüzeysel. bir dönem okuduğum ipek ongun kitaplarına benziyor. ona karşı bir şey hissetmedim, şu da fena değildi falan diye gidiyor. herkes bana hayran olayı da biraz saçmaydı.

dışarıya çıkıp yeni kitap almaya üşendiğimden bitirdim ama evlenmesinden sonra daha da sapıtıyor. başlarda solcuyum bilmem neyim derken birden ağa evinde yaşayan erkek çocuk doğurmak için kendini paralayan bir kadına dönüşüyor. asmalı konak gibi ama daha soft bişi. bunun da süper dizisi olur yani.

sonu biraz enteresan sadece. kitaptan çıkan ana fikirse bence sana yapılan haksızlığa sakın sesini çıkarma..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder