2 Mayıs 2015 Cumartesi

londra derleme ipuçları..

  • Stansted Hava Limanı
Stansted hava limanında uçakların tamamı körüğe yanaşıyor, ancak siz direkt olarak terminal binasına giremiyorsunuz. Körükten biraz yürüyerek bir tramvaya biniyorsunuz ve ancak onunla ana terminal binasına gidiyorsunuz.
Terminale geldiğinizde apar topar pasaport kontrolüne doğru koşmayın. Orada bir form göreceksiniz, önce onu doldurmanız gerekiyor. Basit sorular, basit cevaplar. En çok zorlanacağınız soru adres kısmı. Mutlaka kalacağınız yerin adresini yanınıza alınUcakta gelirken bir form dagitiliyor. Pasaport bilgilerinizi ve Ingiltere'de konaklayacaginiz adrese ait detaylarin soruldugu bu karti doldurarak pasaport kontrolu esnasinda gorevliye veriyorsunuz. Form ingilizce ve fransizca gibi birkac dilde ama Turkcesi yok malesef. Eger ucakta dagitmazlarsa yada bir sekilde kaybederseniz pasaport kontrolu kuyrugunda da dagitiliyor  yada sutunlarin dibindeki bankolara birakilmis oluyor. Formu doldururken takildiginiz birsey olursa cevredeki gorevlilere sorabilirsiniz.
Terminal - uçak arasındaki tramvayı dönüşte mutlaka hatırlayın, çünkü uçağa 5 dakika kaldığını fark ettiğinizde koşa koşa kapıya gidemiyorsunuz ve tramvaya binmek zorunda kalıyorsunuz, bu da size yaklaşık 10 dakika kaybettiriyor. Ne yapın edin dönüşte tramvaya en az yarım saat önce binmiş olun yoksa uçağı kaçıracağınıza garanti veriyorum.

YEMEK
Londra’da karnımızı nasıl ucuz şekilde doyurabiliriz… Tabiki “Meal deal” larla. Nedir bu meal deal ? Meal deal daha çok marketlerde olan bizim bazı kafelerde de var. Örnek vermek gerekirse Tesco’da (bizdeki kipa) bir soğuk sandviç veya makarna + bir içecek+ bir snack (çikolata, cips vs.) 3 pound. Eğer bunları tek tek almaya kalkarsanız soğuk sandviçler 2-3 pound arasında içecekler 0,90-1,5 pound aralığında cips çikolatalar da 0,50-1 pound arası. En ucuz yoldan bu şekilde karnınızı doyurabilirsiniz. Tesco demişken Londra’da iki ünlü market var biri Tesco diğeri Sainsburys bu ikisine nerdeyse her sokak arasında rastlayabilirsiniz. İkisinde de bu meal deal olayı var. Ayrıca ikisinde de sıcak yemeklerde var. Örnek vermek gerekirse 3-5 tane pişmiş kanat paket şeklinde, pilav+haşlanmış et bir kutuda vs. Bunların fiyatlarıda yaklaşık 4-5 pound.
Meal deal dışında orta seviye bir yemek için Burger King, Mc Donalds, KFC yi tercih edebilirsiniz. Buralarda menüler aşağı yukarı 5 pound seviyesinde. Bunlar dışında bazı Çin ve Meksika lokantıları var. Bir tabak veriyorlar büfe var istediğinizden istediğiniz kadar koyuyorsunuz bunlar da 7,5 pound civarı.
Ucuz yemek için bazı günlerde bazı yerlerde bulunmanın faydaları var. Cumartesi günleri Portobello Market’a gidebilir ve sokakta satılanlardan tadabilirsiniz. Pazar günü ise mutlaka Camden Lock’a gidin, orada da bolca ucuz yemek bulabileceğinizden eminim.
  • Eğer suşi ile aranız varsa Wasabi adında müthiş bir Japon mutfağı zinciri var, her yerdeler, her daim tazeler ve çok ucuzlar!
  • Türkiye’deki Starbucks’ın Londra’daki karşılığı Costa. Evet, Starbucks’ta var ama emin olun Costa çok daha iyi. Cafe Nero’ları da deneyebilirsiniz.
  • En çok sıkıntı çekeceğiniz şeyi söylüyorum; su. Normalde Londra’lılar Thames suyu içtikleri için musluk suyunu kullanıyorlar, çok kireçli ve tatsız bir su ama güvenle kullanabilirsiniz. 
Ve tabiki Laduree

Istanbul'da Istinyepark'ta da magaza acan Laduree Londra'da Harrods basta olmak uzere bircok havali mekanda sube acmis. Macaronlariyla efsane olan Laduree'de tum tatlilar guzel. Macaronlar gercekten efsane, mulfoy pastasi cok basarili ve adini unuttugum kestaneli tatlisi denemeye deger. Ancak sadece tatlilarina degil yemeklerine de talep cok. Ben sadece mini hamburger tabagini denedim, guzeldi ama sandivicini deneyen arkadasim cok memnun kalmadi. Siz de eger macaron cesitleri arasinda kararsiz kalirsaniz visneliyi ve vanilyali oncelikli tavsiye ederim. Marshmallowlu olanlar da degisik ve basarili.
ALIŞVERİŞ
Giyim kıyafet üzerine size önerilerim:
  1. Primark
  2. Tk Maxx
  3. Sports Direct
Magnettir, kartpostal, anahtarlık gibi şeyleri China Town’un arka tarafında Leicester Square istayonuna çıkan yol üzerinde bulabilirsiniz. 6 tanesi 5 pound civarı.

Elektronik bir şeyleri İngiltere’den almanızı pek önermem hem kur farkından hemde İngiltere’de elektroniğin o kadar ucuz olmamasından dolayı Türkiye’deki fiyatlarla kafa kafaya geliyor nerdeyse. Ama ihtiyacınız olursa orda ya da Türkiye’de bulamadığınız bir cihazsa Tottenham Court Road a uğrayın mutlaka cadde boyunca bir sürü elektronik alet edevat satan mağazalar var. iPhone 5s 32 gb 630 pound, 5c 32 gb 475 pound, Samsung Note3 480 pound, Samsung S3 230pound, Blackberry ler 40-60 Pound civarıydı. Burada da mutlaka pazarlık yapın kesin indirim koparırsınız.

harrod's
Londra Alışveriş Rehberi
“Yüksek-sokak modası”(high-street fashion) ile meşhur Londra, tam bir alışveriş cenneti!.  Alışveriş için ilk durağınız Oxford Street olsun. Burada Topshop’un flagship mağazası bulunuyor. Türkiye’deki Topshop mağazalarının 10 katı kadar büyüklüğünde!. 3 kata yayılmış bu dev mağazada ayakkabıdan, kıyafete, aksesuardan, iç giyime herşeyi birarada bulmak mümkün. Çok rahat bir 3 saat geçer bu mağazada, bu sebeple komple bir sabahınızı veya öğleden sonranızı Topshop için bloke edin derim. İnanın değer!
Topshop gibi yüksek-sokak modasının diğer temsilcileri; Zara, Mango, H&M, River Island, Debenhams, Miss Selfridge, New Look ve Urban Outfitters ise Oxford Street’in diğer uğranılması gereken alışveriş durakları!. Zara, Mango, H&M gibi markalar ülkemizde olsa bile her ülkede farklı parçalar olabiliyor, fiyatlar farklı olabiliyor, o sebeple genede bir girip kol açan etmekte fayda var.
Oxford Street’in devamında Marble Arch bölgesi karşınıza çıkacaktır. Burada sizi bekleyen 2 önemli mağaza var: Selfridge’s ve Primark.
En güzel, en havalı perakende markalarını bir bloğa yayılmış dev bünyesinde, kat kat bulundurarak tüm moda severlerin gözünü kamaştıran mağaza: Selfridge’s! Oxford Street’te yürürken birçok kişinin elinde göreceğiniz sarı alışveriş poşetleri işte buraya ait. İngilizlerin bayıldığı bu mağazaya mutlaka uğrayın! Selfridges, Türkiye’nin Beymen’i gibi. Koca bir blok büyüklüğündeki bu mağazada kadın giyimden erkek giyime, ayakkabıdan mayoya, iç giyimden çantaya herşeyi bulabilirsiniz. İçine girme fırsatı bulamazsanız bile vitrinlerine bakmanızı öneririm. Her zaman bir tema ve orijinallik vardır o vitrinlerde. Bayılırım Selfridge’s vitrinlerine! 
Selfridges’in karşı çaprazında Primark var. Primark' ta genelde Atmoshpere markası satılıyor. Bu markayı Ankara'da sosyete pazarlarında gördüğümü hatırlıyorum. Muhtemelen üretim bizden. Satılan şeyler gerçekten çok ucuz ama ürünlerde naylon karışımı çok fazla, dikkatli olmakta yarar var. 
Oxford Street’i gezdikten sonra dönün Regent Street’e. Burada çocuklar için Hamleys mağazası var. H&M’in o çok sevdiğimiz kardeş markaları COS ve yeni açılan &Other Stories de bu cadde üzerinde. COS’un koleksiyonları ve fiyatları H&M’den apayrı: şıklığı ve sadeliği birarada sunan iş kıyafetleri ağırlıklı koleksiyonlar hazırlıyor ve daha pahalı fiyatlarla satılıyor. Türkiye’de olmadığı ve çok fazla kişi de bilmediğinden alıp giydiğinizde pişti ihtimali çok düşük. Kıyafetlerini sevmemin yanı sıra bu ihtimali de sevdiğimden ne zaman yurtdışına çıksam mutlaka girdiğim ve birşeyler aldığım mağazalardandır kendisi. H&M’in 2013 başında açtığı yeni konsept mağazası &Other Stories’i de görmenizi öneririm hazır Regent Street’i geziyorken.
Oxford Street bölgesinden sonra dünyanın önde gelen lüks markalarına ev sahipliği yapan Bond Street’e gidebilirsiniz. Bond Street, İstanbul’un Abdi İpekçi Caddesi gibiJ Bu caddede Prada,  Louis Vuitton, Moschino, Matthew Williamson, Stella McCartney, Chanel, Martin Margiela gibi moda dünyasına yön veren tasarımcıların mağazalarını bulabilirsiniz. Lüks markalar ise tercihiniz Bond Street’ten sonra Sloane Street ikinci durağınız olmalı: Gucci’den Armani’ye tüm ünlü lüks giyim markaları burada!
Lüks mağazalardan alışveriş etmek istemeyenler veya buraya kadar geldim, farklı birşeyler yapayım diyenler, buyrun: Portobello / Notting Hill (bu isim Julia Roberts, Hugh Grant’ın filminden tanıdık geliyor değil mi? :) Portobello’ya ziyaretinizi Cumartesi gününe denk getirmeye çalışın. Çünkü Cumartesi günleri burada rengarenk bir bit pazarı kuruluyor. Vintage mağazalara bakabilir, pazarda keyifli vakit geçirebilirsiniz. Bu Pazar ortamından hoşlandıysanız size Spitalfields pazarını da önerebilirim. Liverpool durağının yakınında kurulan bu Pazar özellikle Pazar günleri rağbet görüyor. Standlarda satılan yemeklerden alarak bir yandan yiyerek bir yandan standlara bakarak geçirebileceğiniz keyifli bir Pazar için ideal!
Kendinizi tekrar modanın içine atmak isterseniz, atlayın metroya, inin Kensington / Knights Bridgedurağında!. Burada meşhur Harrods, Harvey Nichols, Jigsaw, Coach, Burberry, H&M (“Daha önce H&M’e girip bakmıştım, aynı mağazaya tekrar girmeyeyim” demeyin, her mağazada diğer mağazada görmediğiniz ürünleri görmeniz mümkün. Uygun fiyatlı moda için karşınıza çıkan hiçbir H&M’i affetmemenizi öneririmJ Mesela bu Knightsbridge’deki H&M’deki aksesuar reyonu çok geniş, uygun fiyata çanta/kolye/küpe için, pas geçilmemeli!), Reiss (Türkiye’de olmayan bir marka, Que & Derishow karışımı, fakat Massimo Duti fiyatlarında. Mutlaka bakın, çok başarılı.)
Covent Garden ise alışverişin en sempatik yüzü.. Minicik butikler, daracık sokaklar, sıcak kurabiyeler, kaldırımda masalar… çok keyifli!. Tercihen akşamüstü iş çıkışı saati gibi gidin ki, alışveriş yorgunluğu üzerine pub’lardan birinde biranızı yudumlarsınız;) Covent Garden’a gitmişken Monmouth Coffee House‘a mutlaka uğrayın. Kapısının önündeki bankta sıcak çikolatanızı veya lattenizi yudumlarken, yanınıza oturanlarla sohbet edebilir, sokaktan geçenlere bakabilirsiniz… Mutalaka gidin, minicik cafe’nin nasıl ve neden bu kadar dolup taştığına işte o zaman anlam vereceksiniz;)
Son olarak, yeterince sokak dolaştıysanız, ve ülkemizde bol olan alışveriş merkezleri gözünüzde tütüyorsa, buyrun Westfield’e!. Westfield, Ekim 2008′de açıldı ve açılışı ile yüzbinlerce insanı kendisine sürükledi. Dior’dan H&M’e, Timberland’den Kurt Geiger’a birçok mağaza yelpazesini barındırıyor. Hatta bu yelpaze içinde bir kaç Türk markası da bulunuyor:) Yağmurlu günler için ideal destinasyon!.. En az 3-4 saatinizi ayırın!.


GEZİLECEK YERLER

Once metroyla Tower Hill istasyonunda inip kalenin oldugu nehir kenarinda bir yuruyus yapabilirsiniz. Ben genelde London Bridge istasyonunda inip kopru uzerinden karsiya gecerek Tower Hill e yurumeyi seviyorum, biraz uzun oluyor o nedenle direkt Tower Hill istasyonunda inebilirsiniz. Ardindan kalenin hemen yanindaki cafeden black bir filtre kahve alip nehir kenarindaki banklardan birinde oturup Tower Bridge in bu guzel manzarasinin tadini cikartirim. 
Bir de Tower hillden 5 dk yuruyerek koprunun altindan kiyiyi takip ederseniz St.Katherine's Docks a ulasirsiniz. Burasi ufak bir marinadir. Icerisinde manzaraya bakarak kahvenizi icebileceginiz bir Starbucks da var. Gormenizi tavsiye ederim.
Tekrar metro ile Westminister istasyonunda indiginizde sizi Big Ben karsilar. Hemen yanindaki kopruden (westminister bridge) karsiya, London Eye in oldugu tarafa yuruyerek bir sonraki kopruden tekrar geldigim metro istasyonuna donerim. London Eye ve Tower i da gezerseniz bu iki tur tum bir gununuzu doldurabilir. London Eye'da herzaman uzun bir kuyruk olur.
London Eye:

british musium: ücretsiz

Madame Tussauds:

Aklınıza gelebilecek tüm ünlülerin, siyasi liderlerin heykellerinin olduğu muhteşem bir müze. Heykeller cidden çok gerçekçi en ufak ayrıntıya kadar düşünülmüş. Heykeller dışında yaklaşık 5 dakikalık korku tüneli tarzında bir bölüm var. Girmeden önce baya bir alladı pulladılar ama öyle aman aman korkmuyorsunuz merak etmeyin. girmek paralı. bilet online alınabiliyor.

Natural History Museum:

South Kensington istasyonunda bulunan bu müzede yok yok diyebilirim. Dünya, dünya üzerindeki tüm varlıkların, tüm doğa olaylarının anlatıldığı yediden yetmişe herkesin görmesi gereken bir müze. Ayrıca girişi ücretsiz.

Science Museum:

Natural History Museum’un hemen bitişiğinde bulunan çok iyi bir müze daha. Arabaların, uçakların, demir yollarının gelişimini, uzayla ilgili çeşitli bölümlerin bulunduğu bilgilendirici bir müze. Burada da giriş ücretsiz. Bahsettiğim iki müzede de bir çok interaktif bölüm var. Çeşitler deneyler, gözlemler yapabilirsiniz.
Hyde Park:
Kraliyet parklarının en büyüğü şehrin göbeğinde 250 hektarlık kocaman bir park. Herkes spor yapıyor, yürüyüş, bisiklet için çok uygun. İçinde bir göl de var. Bizim buradaki gibi adım başı mangal yakan eden yok. Mangal vs. kesinlikle yasak bazı bölümlerde bisiklet sürmek bile yasak.
Regent’s Park:
Hyde Park kadar büyük olmasa da gerçekten çok çok büyük bir park Regent’s Park. Biz Leyton’da kalıyorduk, Pazar günü maç yapmak için Regent’s Park’a gittik. Metroyla yaklaşık 40 dakika sürüyor. Bir sürü insan 40 dakika 45 dakika yürüyüş koşu yapmak için bu parkı tercih ediyor.
Big Ben:
Dünyanın en büyük ikinci saat kulesi Big Ben Westminster istasyonun orada. Turistlerin bol bol fotoğraf çekildiği bir yer. Tarihi doku cidden etkileyici.
Buckingham Sarayı:
İngiliz kraliyet ailesinin mütevazı yuvası. Burada da bir sürü turist vardı. İngiltere’nin simgelerinden olan askerleri ile burada fotoğraf çekilebiliriz.
China Town:
Soho bölgesiyle Leicester Square bölgesi arasında kalan Çin sokağı. Çin yemeklerine meraklıysanız burada envai çeşidini bulabilirsiniz.
St Pancras İstasyonu:
İngiltere’nin en eski metro istasyonlarından biri. Harry Potter’da hemen yanındaki King’s Cross İstasyonu’nda çekilmiş. Duvarın içinden geçtikleri sahne.
Oxford ve Regent’s Streets:
Bütün ünlü mağazaların bulunduğu iki cadde… Bir noktada birbirleriyle kesişiyorlar. Oxford Circus istasyonunda yada Tottenham Court Road istasyonlarından ulaşabilirsiniz.
tower bridge:
greenwich gözlem evi: karşısında milenyum doom var.
st. paul cathedral: leydi d evlendiği yer

National Gallery & Trafalgar’a yarım gün ayırın!

Southbank, Londra’nın en sevdiğim kısımlarından biri oldu. Tames nehri kıyısına çok güzel bir yürüyüş yolu yapmışlar, yol kenarında sokak sanatçıları için performans alanları, minik cafe’ler, bol grafittili paten & kaykay parkı var ve Tate Modern’in yanından geçiyor. Tercihen daha sıcak olan öğlen saatlerinde burada yaklaşık 1 saat geçirmek ideal. Tate Modern’in harika bir cafesi var; belirli sergiler dışında birçok sergi ücretsiz ve hediye dükkanını tamamen bir bavula doldurup eve getirmek isteyeceksiniz.
Yeme & içme, mutfak aletleri ve çiçekler için orta çağdan beri kurulan Borough Market, vintage’in dibini görmek için Brick Lane, çiçekler için Colombia Road Flowers, her türlü şey için Hackney’deki Broadway market.
royal albert hall

Victoria & Albert Museum Adres: Cromwell Road, London SW7 2RL En Yakın Metro İstasyonu: South Kensington Station 
Tate Modern Adres: Bankside London SE1 9TG En Yakın Metro İstasyonu:Southwark Station ya da London Bridge Station. Yakınlardaki Shakespeare’s Globe ve Borough Market’a uğrayarak gezinizi sürdürebilirsiniz. 

National Gallery Adres: Trafalgar Square, London, WC2N 5DN NationalPortrait Gallery Adres: St Martin’s Place London WC2H 0HE En Yakın Metro İstasyonu: Charing Cross Station ya da Leicester Square Station
The British Museum Adres: Great Russell Street London WC1B 3DG En Yakın Metro İstasyonu: Tottenham Court Road Station ya da Holborn Station
FAYDALI BİLGİLER
  • Starbucks Starbucks Starbucks… Adım başı var. Çay, kahveden ziyade internet için kullanabilirsiniz. Bedava wi-fi var. İhtiyacınız olduğunuzda birisine girmeniz yeterli.
  • Türkiye’yle iletişim konusunda bir sürü hat markası var. 3-5 pounda bir hat edinebilirsiniz. 10 pounda aylık sınırsız internet paketi alabilirsiniz. LycaMobile diye bir şirketin Türkiye’ye özel paketi vardı. Aylık 500 dakika 20 pounddu. Bunlar dışında hiç hat almadan ussd yöntemiyle Türkiye’yi ucuza arayabilirsiniz. Ussd şudur ki:*121*90 5……# şeklinde ararsanız benim hattım aveaydı dakikası 50 kuruşa konuşabildim. Böyle aramazsanız dakikası 6tl.
  • Tax free diye bir olay var. Global Blue amblemi olan mağazalarda yaptığınız alışverişin vergisini geri alabiliyorsunuz. Vergi oranı %20 civarı. Yaptığınız alışveriş belli bir miktarın üzerinde olmalı. Paranızı direkt alamıyorsunuz. Hava alanlarındaki ofislerden yada Oxford Street üzerindeki International Currency Exchange ofisinden alabilirsiniz.
  • http://www.tfl.gov.uk/
http://www.themagger.com/londra-mekanlar-sokaklar-restoranlar-pazarlar/

http://www.buzzfeed.com/scottybryan/the-8-most-overrated-places-to-go-in-london-if-you-are-a-tou#.dj7P98L5v

Haritanızı açın ve alt ucu Leicester Square İstasyonu, üst kenarları ise Tottenham Court Road veOxford Circus olan bir üçgen çizin.

Covent Garden'ın kuzeyindeki bu üçgen, 5 numarada belirttiğim turistik mekanların yanı sıra Londra'da en çok ziyaret edilen diğer merkez Londra semtlerini kapsıyor.

Özellikle ters üçgenimizin tepesindeki geniş çizgiyi oluşturan Oxford Streeti yurtdışına gittiğinde "Burası da bizim Bağdat Caddesi" diyen arkadaşların gönül rahatlığıyla bu cümleyi kurabilecekleri bir cadde. Dünyanın en ünlü markalarının mağazalarını bu caddede bulabilmeniz mümkün. Bu caddenin bir başka özelliği hemen her zaman bir kısmında yol çalışması vs. olması veya inşaat halinde olmasıdır.

Üçgen alta doğru daraldıkça Londra gecelerinin çılgın semti, seks shopların her türlü alternatif dükkanın, vs.'nin bulunduğu Soho'ya varacaksınız. Buradaki tasarım dükkanlar ve restoranlar oldukça ilgi çekici.

Hemen altında, vitrindeki ördekleri, kendilerine ait manavları ve dükkanlarıyla kendinizi adeta Çin'de gibi hissedeceğiniz China Town mevcut... Üçgenin ucunda ise yine hoş dükkanları ve Holborn'la arasında barındırdığı minik gizli hoş alışveriş sokakları ile Leicester Square mevcut.

Özellikle müzikal sevenler için pek çok müzikalin ve tiyatronun oynandığı büyük salonlar genelde buralardadır.

Aslında bir şubesi de Covent Garden'da olan; ama Oxford Street'te iki şubesiyle boy gösteren Ben's Cookies'e rastlarsanız girmeden dönmeyin.Hatta zorla kendinizi bu dükkana rastlaştırın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder