25 Ağustos 2014 Pazartesi

roma..

vee roma..

bu şehri öyle sevdim ki. 2 gün dolu dolu gezmeme rağmen yetmedi.

şehre gelince valizleri hemen bırakıp çıktık. italyada yediğim 2. ve en güzel makarna. küçük bir restorant. tek başıma gitsem imkanı yok bulamam. önden ikramlık brucetta. ardından fettucini, penne..

italyan usulü makarna yemek nasıl ola ki? makarnanın yanında bir tabak parmesan gelir. bir kaşık dökülür, makarna karıştırılır, sonra 1 kaşık daha. yerken ara ara karıştırmak gerekir, taze makarna olduğundan hamurlaşmasın diye.

ardından gezmece. avrupa' da büyük şehirler mutlaka su kenarına kurulurmuş. ya deniz kıyısı ya da böyle nehirler. roma' dan geçen tiber nehri. ankara' ya da lazım böyle bir şey.

şehrin her tarafı tarih, her taraf güzel. bi tane de kötü mütahit işi bina yok. en yeni bina 200 yıllık. kimse yüzüne bakmıyor.

klasik yerleri ziyaret. mesela ispanyol merdivenleri. diye gittim, çünkü audrey gidiyordu, orda hayatımın aşkını bulmadım, çünkü ben bir prenses değildim.



aşk çeşmesi tadilattaydı, üzüldüm, gene de sıraya girip paramı attım. sıraya girince bir halt var sanmıştım, bi numara yok. korkulukların üstünden aşsın yetermiş bence.

aşk çeşmesinin yanında güzel bir dondurmacı var. üstelik ücretsiz tuvaleti var, kullanışlı.

sonra gezmece. dükkanlar 7' de kapanıyor. nihayet yetişme ihtimali var. bizde olan dükkanlar burda daha pahalı.



mesela bu bina. bence alameti farika bir şey. italyanlar bunu beğenmiyormuş. niye? fazla beyazmış, şehrin dokusunu bozuyormuş, yıkılsa iyiymiş. boyutlarını yanıbaşındaki otobüsle ölçmeli.

coliseum da tadilatta. zaten deli gibi yağmur yağıyor. makinayı mı korumak, fotoğraf mı çekmek? lensi de yeni aldım. tek fotoğrafım da tanımadığım birinin telefonunda. zaten içine giremedim. benim roma' ya tekrar gitmem lazım.

otobüsten ilk indiğimizde 4€ olan yağmurluk en son 1€ olmuştu, italya' da pazarlık önemli bişey.



vee roman soldier kılığındaki romalılar. benim için tek roman rory' dir. zaten romantik de ordan gelir, o yüzden bunlarla işim olmaz.


roma' da en hoşuma giden bu heykeldi. yapan heykeltraşların hikayesini de anlattı rehber ama walla pek dinlemedim.

4 kıtayı simgeleyen 4 nehir. biri nil mesela. nerden doğduğu bilinmediğinden yüzünü saklıyor. etrafta o kıtaya ait nesneler, ellerinde papa.



o havuzlarda toplanan paralar ne olur merak eden var mı? süpürülür, sonra havuzun içi deterjanla yıkanır ve sular akmaya başlar..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder