31 Temmuz 2013 Çarşamba

temmuzda bitenler..

yves rocher duş jeli (lotus çiçeği): kokusu güzel, köpürmesi normal, sanırım tekrar alabilirim.

 bepanthen: 2 senedir falan benim için mucize krem bu. lazerden sonra sürmek için almıştım ama her derde devaymış cidden, fiyatı da gayet makul. bundan sonraki krem alışverişlerimi minimumda tutup buna yüklenme planım var. yalnız merhem şeklinde olanı çok yoğun, bu krem olanı ideal.

bebak bademli el ve vücut kremi: kokusu 10 numara, nemlendirmesi orta derecede. sanırım evdeki krem stoğum bitince büyük boyunu da alabilirim.

sebamed güneş losyonu: sebamed güneş kremi konusunda en güvendiğim marka şu anda. kesinlikle tekrar alınacak. tek sorun krem formunun mu, losyonun mu alınacağı.

the body shop coconut duş jeli: sevmedim. iyiki büyük boyunu almamışım. yapay bir kokusu var. tekrar alınmayacak.

the body shop peppermint foot scrub: pek bir faydası yok. köpürmesi güzel gerçi. yoğun bir nane kokusu var ama ayak ürünü ile naneyi bağdaştıramıyorum kafamda. nane kokusu ağız içindir, abartmayalım.

ve evet tekrar alınmayacak.

30 Temmuz 2013 Salı

acı çikolata..

şurdan izledim:
http://politikfilm.net/filmler/1157-aci-cikolatacomo-agua-para-chocolate-filmi-izle.html

eski bir film olduğu için başta burun kıvırmıştım ama fena değilmiş. gerçi sonlara doğru kimin eli kimin cebinde iyice karıştırdım ama sonunu mutlu bağladılar..

29 Temmuz 2013 Pazartesi

mint saat..

yaz başından beri işte de takılabilecek nane yeşili bir saat arıyorum ve bu model tam istediğim gibi. spor da kullanılabilir. karşıma çıksa alırdım..

28 Temmuz 2013 Pazar

portatif mangal..

bence süper fikir. tr' de satışa çıksın gideri var yani. balkonda mangal keyifleri meşhurdur zaten. takarlar balkonun bir köşesine oh..

27 Temmuz 2013 Cumartesi

güzel çanta..

sıradaki çakma çantam bu olacak sanırım. orjinalini almaya bütçem el vermese de belli olmaz da.

arkadaki ablayı kestim, kusura bakmaz umarım..

25 Temmuz 2013 Perşembe

24 Temmuz 2013 Çarşamba

güzel bot..

bu resimde gene ayakkabılara bayıldım. allaam içimdeki ayakkabı aşkını duruduramıyorum. eskiden ne kadar rahatım. bi converse alıp yaz kış giyerdim. eskiyince gidip yenisini alırdım. bu kadar kolaydı..

23 Temmuz 2013 Salı

diet coke..

kolayı hayatımdan çıkarmaya çalışsam da bazı tasarımlar gerçekten çok sevimli. sol alttaki bisikletli kız ve yanındaki silüet mesela..

22 Temmuz 2013 Pazartesi

sokak kedisi bob..

bu tarz popüler kitapları pek tercih etmem, hele de hayvanlarla ilgili kitap ve filmleri sevmiyorum. ama kitapları aldığım arkadaşım kesinlikle bunları da oku diye ısrar etti.

kitap klasik. adamın biri sokakta bir kedi bulur ve hayatını değiştirdiğini iddia eder. şansına da o kedi eşi benzeri olmayan über zeki bir kedidir. kitabı okurken bi tane olsun kötü özellik yok mu? diye düşünüyor insan.

kitabı şu açıdan sevdim. uyuşturucu tedavisinin aşamalarını anlatmış. bu ara breaking bad izlediğimden konuyla bağlantılı oldu. bir de ingiltere' deki sistemi sevdim. anladığım kadarıyla tüm toplum sorumnları için çözümler üretilmiş. mesela bundan 5-6 yıl kadar önce kedimi götürecek veteriner bulamamıştım, mavi haç' ın ücretsiz veterinerlik hizmeti vermesi, evsizler için sosyal konutlar, işsizler için big issue dağıtıcılığı işi. bunların hepsi birer çözüm. bizde de böyle şeyler olmalı aslında. bir de kediler için çip olayını sevdim.

tek anlamadığım kedinin öyle sokaklarda sahibiyle gezmesi. dediğim gibi kedilere yabancı değilim ama bizim kedi pek tırsaktı dışarıda yere bıraktığımda hemen kuytu bir köşeye saklanıverirdi..

21 Temmuz 2013 Pazar

louboutin..

ömrümde tek bir louboutin alma hakkım olursa bu modeli tercih edeceğim. hatta rengi de siyah olacak. sadece mat mı, parlak mı ona karar veremedim..

20 Temmuz 2013 Cumartesi

watsons alışverişim..

amele styla yanıklarımı kapamak için otobronzanlara sarıldım.

öncelikle amele styla nasıl yanılır anlatayım. plaja gitmiştim ama hikaye trabzon' da geçiyor, hava bulutlu, güneş yok. yarım saat sonra yağmur yağdı diyeyim hatta.

güneşte sadece 15dk kaldım. o da 3/4' üm şemsiye gölgesinde zaten kalan kısım dizden aşağısı gibi. mantiken bir insan bu kadar yanamaz diyorsun değil mi? ama yok. dizden aşağım ıstakoz renginde. üstelik de bu keskin bir çizgi değil. 2 bacağım arasında 20cm kadar fark var ve arka taraflar süt beyaz. bu da yetmezmiş gibi yer yer parmak izleri var. bariz elimi değdiğim yerler beyaz kalmış.

aslında sally hansen alacaktım ama 50küsür fiyatı görünce alternatiflere yöneldim. rimmel' de bi alana bi bedava varmış. krem olan bedavaya geldi. normal insanlar için hoş bir ürünmüş sanırım. benim derdime derman olamadı. spreyin fiyatı: 24,99tl, krem: 17,99tl. ikisini alınca 25lira ödedim ama kasadaki adam pek sempatikti 50lirayı geçtiği için kotek 2liraya gelecek dedi, aldım ben de. atın ölümü arpadan olsun. dünyaları harcamışım 2liranın lafı mı olur.

19 Temmuz 2013 Cuma

mudo çantam..

geçenlerde kart çıkarttırdığım için 20tl indirim kazanmıştım. onu harcaman için girdim. ne zamandır da bir çanta alma fikrim olduğundan çantalara yöneldim.

bu tam istediğim çantalardan genelde sapı kısa veya kullanışsız ufaklıkta oldukları için vazgeçiyordum. bu tam istediğim boy, sapı da gayet uzun.

fiyatı biraz tuzlu. 109tl. şu ana kadar hiçbir çantaya bu kadar vermemiştim. umarım kullanışlı olur da parasını çıkarır..

18 Temmuz 2013 Perşembe

m&s alışverişim..

alışverişin marks and spencer ayağını 2parça ile tamamladım. bu sezon m&s' e fena halde takmış durumdayım. boş çıkamıyorum. iş dolabı düzenlemek için mükemmel parçalar var. beden konusunda sınırlama olmaması süper bişey zaten. hele indirimde baya sempatik bir yer olmuş. gerçi sezon başında aldığım 2 gri pantolonun da fiyatı düşmüş. neyse ki fazla değil. yarı fiyatına düşse kalpten giderdim. gerçi baya giydim onları. zor zamanlarımda kurtarıcım oldular ki parasını çıkardı denebilir.

aldıklarıma gelirsem:

etek:69,99tl. tam istediğim gibi, yüksek bel ve diz hizasında. the office' te donna noble' da gördüğümden beri hayalimde böyle bir etek vardı. hatta aklımdaki model krem rengiydi ama saklamam gerken bir göbeğim varken lacivert daha mantıklı bir renk.

tek üzüntüm trabzon' da amele styla yandığım için bayram sonuna kadar bu eteği giyemeyecek olmak.

pudra rengi kazak: 29,99tl. tamam temmuz sıcağında boğazlı kazak almak akıl kârı değil ama fiyatı inanılmaz uygun ve iş yerinde giymek için çok klas bir parça. üstüme baya oturuyor bu arada 16 aldım onun için. gene de kışa kadar o göbek gitmeli..

17 Temmuz 2013 Çarşamba

mango alışverişim..

zara indirimi tam bir hayal kırıklığı olmasına rağmen mango muazzamdı. bu seneki mango indirimine bayıldım.

siyah-beyaz hırka:24,99tl. aslında hedefim yeni bir siyah hırka almaktı, evdeki baya tüylendi falan. siyah hırka yoktu ben de bunu aldım. fena değil. siyah giymem gereken baya yerde de giyilir bence. fiyatı da baya uygun.

bunu da kasanın yanında gördüm. aslında benim biraz renkli bir şeylere ihtiyacım var. büyük temizlikten sonra alışverişlerde elim hep siyaha gidiyor. dolayısıyla çok renksiz giyiniyorum. tamam kurumsal görüntüyü güzel ama içim sıkılıyor. bu da sempatik geldi. daha denemedim bile. çizgileri bakır gibi hafif parlak. çok hafif, assolist gibi deil yani. fiyatı: 29,99tl.

16 Temmuz 2013 Salı

trainspotting..

şurdan izledim:
http://unutulmazfilmler.com/trainspotting-k4.html#

garip bir filmdi. bazı noktalarında çok kızdım. bırak şu arkadaşları, sana sadece zarar veriyorlar diye bağırdım. ama sonunda attığı kazık süperdi.

ama ewancığıma noolmuş öyle. bi deri, bi kemik kalmış yavrum. dar dar da giyincince. nerde o meşhuur obi wan diyor insan.

filmle ilgili en ilginç anım şu oldu ama: filmin başında "bir ev seçin, arkadaşlar seçin ve yavaşta ölmeyi bekleyin, ben bunları seçmedim, ben başka bir şey seçtim" diye. bu sözü çook çok önce gazetede görmüştüm ve yıllarca duvarımda asılı kalmıştır. yıllar sonra beni depresyona sürükleyenin bu olduğunu düşünüp yırtıp atmıştım. ilginçtir, ondan sonra işler iyi gitmeye başladı. bundan kimseye bahsetmedim ama bazı şeyleri içten içe hissedersin ya öyle bişey. bu filmden alıntı olduğunu da bilmiyordum. muhtemelen filmin dayandığı kitaptan alıntıdır.tekrar duyunca bir garip oldum..

inditex indirimi..

zara grubu indiriminin başlamasıyla bir alışveriş seferi yapmak kaçınılmaz olmuştu. ankamall çok kalabalık ve kaçak olduğum şu günlerde yakalanma riskim fazla olduğundan kendimi gordion' a attım.

gerçi indirim tam bir hayal kırıklığı idi. pull and bear' daki bu tshirt dışında hiç bir şey bulamadım. fiyatı:19,95tl.

yani bu mağazalar şaka yapıyor olmalı. sezonda 100lira olan ayakkabı lütfedip 80' e düşmüş. o da nası dandik. altı baya kartondan falan. bunlara bu kadar para veren var mıdır allasen? hele sezonda alanın aklından şüphe ederim.

bi tek oysho' daki küçük prensli tshirtlerde kararsızlık yaşadım ama işte giyemeyecek olmam elememe yetti..

15 Temmuz 2013 Pazartesi

julie&julia..

şurdan izledim:
http://filmzede.com/julie-julia-filmini-izle.html

güzel bir filmdi. 2 farklı zaman diliminde geçiyor, sonunda bir şekilde bir araya geleceklerini düşünmüştüm ama olmadı. zaten bu filmde asıl olay hikaye değil. sürekli yemek pişiyor, yemeklerden konuşuyorlar. bana bu yeter..

kıyafet alışverişi..

trabzon' da 3 gün boyunca her akşam çarşıyı gezmeye gittik. haliyle insan almadan duramıyor. çok pahalı şeyler değil aldıklarım öyle alelade esnaftan.

şu komik taytlardan aldım. aslında tam tayt gibi durmuyor. denemeden aldım ve 42 bedendi. üzerime oturan bir pantolon gibi daha çok, tabiki kumaşı tayt gibi ama böyle daha rahat. fiyatı biraz uçuktu. 25tl. bir tayt için fazla bence ama gene de aldım.

bir kot gömlek almayı ne kadardır istiyordum ama işte giyemem diye erteleyip duruyordum. orda başka bir gömlek için mağazaya girmiştim, o olmadı, bunu gördüm. hadi bir deneyeyim dedim ve çok yakıştı. fiyatı:30tl.

14 Temmuz 2013 Pazar

kara yemiş..

buna kara yemiş diyorlar. sadece o bölgede yetişiyormuş ve adamlar bayılıyor buna. tipi kiraz gibi, tadı biraz buruk. 10sene yemesem aramam şahsen. şekere falan iyi geliyormuş. biraz yedik işte şifa niyetine..

trabzon hatırası..

bunlar da trabzon hatıralarım. sümela, çılgın hamsi ve karadeniz kızı. gerçi kızın kyafeti o geleneksel kırmızı çizgili örtüyü pek tutturamamış ama neyse.

asıl hatıra bunlar tabi. mardin' e gidip telkari almamış olabilirim ama trabzon' dan eli boş dönmedim. totalde 210tuttu. bilezik ve küpeyi tarttılar. yüzüğün fiyatı fix:25tl. bu işlemeye kazaziye diyorlar. diğer modellerin yanında bunun günlük de kullanılabileceğini düşündüğüm için aldım.


13 Temmuz 2013 Cumartesi

trabzon'da yediklerim..

trabzon' da asıl olayımız yeme-içme idi. ilk konuğumuz meşhur trabzon pidesi. bunun en makbul olanı peynirli yumurtalı olan imiş. peyniri fazla tuzsuz idi, yumurtayı da sipariş verirken 2 kere iyi pişsin dedim, gene de gelince 5dk daha pişmeye yolladım. aşırı yağlı idi, yemeden önce 3 peçete ile yağını emdirdim gene de yerken çenemden yağ akıyordu. sonuç: ömrümün sonuna kadar yemesem aramam.

ikinci konuğumuz kuymak. nispeten daha iyiydi. ama deli gibi ekmek yediriyor. şu ufacık şeyle 3 koca dilim ekmek yedim. gene de yarısından çoğunu ekmeksiz yemeye çalıştım. nispeten daha iyi. tel tel hale getirilmiş bir tür yumurta karışığı bir şeyler. çok aç karnına olsam limitsiz ekmek seçeneğiyle ve tabisi çayla gideri var ama ekmeksiz hiç çekilmiyor.

işte bu en ilginç yemek idi. tek bir patatesi, soymadan ve dilimlemeden özel bir makina ile bu hale getirip kızartıyorlar. sümela' nın aşağısındaki yemekçilerdeydi. çok sıra olmasa denemeyi gerçekten isterdim. ama kıvırcık patates falan halt etmiş, işte yaratıcılık budur bea..

bu da oraya özgü bir tür kurabiye. sapsarı olması dışında özgün bir nitelik göremedim ama bunları kiloluk falan satıyorlar.


bunlar dışında akçaabat köfte ve hamsiköy sütlacı da yedim ama onlar klasik, fotoğrafını çekmeye gerek duymadım.

bu kadar yediğim bir geziden 3 kilo vermiş olarak dönmek de işin güzel yanı oldu ne diim..

12 Temmuz 2013 Cuma

trabzon..

bu sene leyleği havada gören ben trabzon'daydım. 10-15sene önce görmüştüm ama haliyle hiç bir şey hatırlamıyorum. işin güzel yanı o dönemle aynı kiloda hatta daha bile zayıf olmam :)

trabzon deyince akla ilk gelen sümela. önceki gelişte de gitmiştim ama bana dediler ki oranın yolu yapıldı, cillop gibi oldu. kapının önüne kadar çıkarıyorlar. inanmayın bunlara efendim. tamam yol baya kısalmış ok. ama 200mt lik bir patika var ki. bildiğim tüm duaları ederen geçirdim gene. evet ben maceracı ama korkağım. naapiim. yerler ıslak, doğrudüzgün yol yok. dar dar yokuşlar, her yerde ağaç kökleri. en son teyzenin birine carladım. ben yanımdakine ahtapot gibi yapışmışım daha benden tutmaya çalışıyor. biz kapı gibi babamızı boşa mı getirdik.

ayrıca yolun yapılması bi bakıma kötü olmuş. yolun bir noktasında durup yukarı baktığında o muhteşem kartpostallık manzara görünürdü. şimdi arabayla geçiliyor ve indiğinde fazla yaklaşmış oluyorsun. şu iyi oldu. biz geldiğimizde komple restorasyon halindeydi baya toparlamışlar ama daha çok iş var belli. ama 15tl parka giriş + adam başı 8tl bence etmez.

ordan zigana geçidi' ne kadar gidip döndük işte. zigana' yı hep ilginç bulmuşumdur. girişiyle çıkışı arasındaki bitki örtüsü farklılığı ve iklim. bi uç güneşliyken bi uç hep bulutlu oluyor nedense..

pek bişey gezmedik zaten bol bol uzun çarşıda takıldık..

11 Temmuz 2013 Perşembe

yeni papiler..

klasik her ortamda ve her kıyafetle giyilebilecek bir siyah topuklu ayakkabı istiyordum. şansıma çok ucuza buldum.

fiyatı:44,95tl.

38 aldım. ayağım içine giriyor ama parmaklarımı sıkıyor gibi. 39la değiştirsem mi yoksa zamanla açar mı kararsızım..

10 Temmuz 2013 Çarşamba

çıplak ayaklıydı gece..

okuduğum ilk ahmet ümit kitabı. geçen gün arkadaştan baya bir ahmet ümit aldım, hepsini okuyacağım. bu içlerinde en incesiydi, bununla başlayayım dedim.

güzel bir kitaptı. 2-3 sayfalık kısa öykülerden oluşuyor. genelde darbe sonrası dönemde örgüt içinden anılar gibi. sadece son 3 öykü daha soyuttu.

8 Temmuz 2013 Pazartesi

şeytan ayrıntıda gizlidir..

okuduğum 2. ahmet ümit kitabı. bu da 2-3 sayfalık hikayelerden oluşuyordu. bu sefer nevzat komiserin çözdüğü cinayet dosyaları ile ilgiliyiz. sevdim doğrusu. polisiye hikaye okumayı seviyorum anlaşılan..

7 Temmuz 2013 Pazar

saturday night fever..

şurdan izledim:
http://www.olayfilm.com/saturday-night-fever-cumartesi-gecesi-atesi-turkce-dublaj-izle.html

beklediğim kadar güzel bir film değildi. beklentilerimi fazla yüksek tutmuşum sanırım. filmde john travolta' ya mal gibi bak demişler, o da bakmış sanırım. bu arada adamın dans süper ama oyunculuğu tek karakter. danny zuko neyse tony manero da aynı hareketlerde. mimikleri vs. saçları daha iğrenç sadece.

esas kıza hiç girmeyeyim zaten çirkinlikte birinci. yaşlı zaten. 30-35 var herhalde. bir de ukala. danslar da o kadar ahım şahım değildi şimdi. dar ispanyol paça pantolon giyen erkeklerle kombinleyince kötü film diyoruz buna..

6 Temmuz 2013 Cumartesi

çiçek..

makinaya iyice alıştım, artık yavaş yavaş kendimi geliştireyim diyorum. aslında bir kurs bulsam baya rahat edicem ama ilk etapta yapılacak şey ortamlar için iso, enstantane ve diyafram ayarlamak olacak sanırım. bunun için bulduğum bir yöntem varç fotoyu önce tam otomatik modda çekiyorum, makina kendisi için en uygun ayarı seçtiğinden ben de onları kopyalıyorum. zamanla alışırım herhalde.

bu güzel çiçek de günün fotosu olsun, adını bilsem daha iyiydi ama..

5 Temmuz 2013 Cuma

watsons alışverişim..

küçücük bir alışverişti bu, keşke tüm alışverişlerim böyle masum kalabilse.

aseton almak için girmiştim zaten, cosmo shop reyondaki en ucuz üründü, alıp süngerli asetona döktüğüm için sıkıntı yok. fiyatı: 1,99tl

rimmel oje: 4,49tl. bir oje için aşırı pahalı farkındayım. ama rengi o kadar beğendim ki. koyu gri, mor, lacivert gibi bir renk. 2 sene önce paradoksal diye bir renk vardı, onun gibi değil. grisi daha baskın. 711 punk rock diye bir renk. biliyorum hiç yazlık bir renk değil, işte sürmek için de fazla iddialı ama sevdim işte, ötesi yok. yalnız rimmel ojenin fırçasını hiç beğenmedim. çok kalın ve çok fazla ürün geliyor.

bunu watsons' tan almadım ama ekleyeyim. tunalı' da gezerken nedu diye bir kozmetikçinin kapı önünde gördüm. 1tl idi. denemek istedim. fena çıkmadı da.

4 Temmuz 2013 Perşembe

well heeled..

aslında güzel bir fikir. kendi evim olursa bir duvarını böyle değerlendirebilirim. tamam bütün kıyafetlerimi asmam ama ertesi gün giyeceğin şeyleri asmak güzel olurdu.

fikir martha' dan..

3 Temmuz 2013 Çarşamba

sütlü mü, köpüklü mü?

bir arkadaşım tavsiye etmişti, eğlencesine aldım. içinde bazı karşılaştırmalar var: sütlü mü, köpüklü mü mesela. köpüklünün kalorisi daha azmış, onu tercih etmek gerekirmiş, ya da hafif bir şeyler yemek isteniyorsa çorba mı, salata mı seçmeli? çorba daha uzun süre tok tutarmış, hem de kalorisi daha azmış. genelde beslenme ağırlıklı, diyet dostu tavsiyeler ama iş yerinde stres yönetimi falan gibi zımbırtılar da var. sevdim, genel olarak tercihlerimin doğru olduğunu gösterdi. çerez niyetine okunuyor zaten, eğlenceli bir dili var.

fiyatı:17tl.

2 Temmuz 2013 Salı

lacoste tshirtüm..

annemle 2 sene öncesinden kalma bir iddiamız vardı. ben lacoste' dan tshirt istedim, annem de kilo ver alalım dedi. unutmuştuk bunu. sonra ben bu sene kilo verince nooldu benim tshirt dedim, gittik aldık.

aslında ben koyu yeşil istemiştim. hatta geçen yaz baya aradık ama olanlar çok erkeksiydi, yaka kısmına gömlek kumaşı koymuşlar. bu sene de koyu yeşil niyetiyle yola çıktık ama ben yeşilden vazgeçtim, fazla spor buluyorum. mesela bu rengi işte de giyebilirim.

bayan modelini fazla kısa buldum, likralı olduğu için de çok sardı, bu aldığımız erkek modeli. bence farketmez, hele de bu rengin erkek modeli olduğunu iddia etmek zor. fiyatı:198tl.

1 Temmuz 2013 Pazartesi

sivilce vs. ben..

annem ne zamandır yüzümdeki sivilcelerle ilgili cildiyeciye gitmek istiyordu, haftasonu uğradık. gerçi bana göre lazerle bağlantılı dışarı çıkmaya çalışan kıllardan dolayı normal sivilceler bunlar ama neyse.

doktorun önerdiklerini aldık, ilaç vermedi zaten. lazer sebebiyle cildimin zaten hassas olduğunu, yoğun tedavinin zarar verebileceğini söyledi.

güneş kremi önerdi, clinique zaten bitmek üzere olduğundan itiraz etmedim. renkli olması işime gelebilir de. gerçi clinique' in matlığı iyiydi, bu gene biraz parlama yapıyor. fiyatı: 79tl.

bir de sabun önerdi, hassas ciltler içinmiş, aldık ama evde daha 100gr coalface var daha, önce onu bitireyim diyorum. fiyatı:14,35tl.

imex yazan arkadaş da kapatıcı imiş, onu da hediye etti, inglot kapatıcım da gayet iyiydi ama kullanalım bakalım.

aslınd sivilcelerle ilgili hiçbir problemim yok, ben normal olduklarını düşünüyorum. eylüle kadar lazeri bitirin, tekrar değerlendirelim dedi. sivilce işi değil de siyah noktalara çözüm bulacaksa ben varım diyorum..