şansımıza bu kasabaya ve kaldığım otele çok yakın italya' nın en büyük outleti vardı. aslında outlet demişler ama beklenen outlet mantığından çok uzaktı. genelde burberry, marc jacops gibi pahalı markalar vardı. o yüzden ürünlerin indirimli fiyatları bile normalin üzerindeydi. roma' daki normal mağaza ile buradaki fiyatları karşılaştırıp buranın daha pahalı olduğunu söylediler. o yüzden biz de pek bir şey almadık.
zamanında barbar kavimlerinden korunmak için buraya yerleşmişler çünkü barbarlar kara insanı oysa burda her şey su üstünde.
aslında venedik italya' da gördüğüm en overdose şehir. gerçekten ufacık, sıkışık. anladığım kadarıyla yerlisi de turistten nefret ediyor. haklılar da. şehirde altyapı 10bin kişi için dizayn edilmişse, günde 2 milyon turist geliyor. haliyle insanlar isyan etmiş. her şey pahalı. çünkü her şeyin anakaradan gelmesi gerek ve turistler yüzünden fiyatlar uçuk. gerçekten de venedik gördüklerim içinde en pahalısı idi.
son dönemde arıtma vs gibi işlemler için bir şeyler yapılmış ama sadece %20 etkili imiş. yani bu gördüğünüz aslında kanalizasyon suyu. ama fazla turistik olması dışında gerçekten ilginç bir şehir. mesela yukarıdaki normal bir sokak. evlerin önünde tekne indirme yerleri vs var. yaşaması baya ilginç olurdu herhalde. sokaklar arası geçişler şu küçük köprülerle sağlanıyor.
aslında gondol merakım o kadar da yok. ama buraya kadar gelmişken bineyim dedim. 6 kişilik gondol pazarlıksız 80€. rehber bizi çok pis kazıkladı. adam başı 15' ten 90€ topladı, muhtemelen kendi pazarlık vs ile daha ucuza almıştır. sabahtan gondol için sıra vardı, öğleden sonra zorla kolumuzdan çekiyorlardı. yani acele etmeyip kendi anlaşmanı yapmak daha mantıklı.
bu arada bindiğime inanılmaz memnunum. gondolla gezmeden bence venedik' i tam olarak anlamak zor. belki sıradan bir tekne de aynı etkiyi verebilir. gondol kaptanları çok ukala, bi fotoğraf çekmek için bile yalvartıyorlar. kendi aralarında konuşmalar, sızlanmalar falan. yani işlerini yapmaktan memnun değil gibiler.
her şeyin olduğu gibi gondolcuların üniforması olan çizgili tshirt ve hasır şapkanın da çakmaları her yerde satılıyor. bence gereksiz ama almak isteyen oluyor demek ki.
aslında burda tekne ile ulaşım sadece turistik amaçlarla değil, ihtiyaçtan yapılıyor. gondollar işin turistik kısmı. otellerin vs. tekne hizmeti var.
şehri gezdikten sonra merkezde kalmadığımıza memnun oldum çünkü o merdivenleri tekerlekli valizleri ile tırmanmak zorunda olan zavallılardan olmak istemezdim.
bir de şehir batıyor efsanesinin gerçek olduğna inandım. fotoğraftan da anlaşıyor zaten. bence bir kaç yüzyıl önce kullanımda olan basamaklar şimdi suyun dibinde.
asıl uzmanlık alanları cam işi ve dantel. cam işi müthiş ürünler var. parasına da gerçekten kıyabilirsin ama o boyutta ve alabildiğine kırılgan bir ürünü eve, hele de uçakta nasıl götürürüm sorusunu çözemediğimden hayranlıkla bakmakla yetindim.
dantelin orjinali çok pahalı ve değer mi dersen bence değmez. çin malı olanları da var ama zaten dantel bana genel olarak hitap eden bir ürün değil.
venedik' te kaybolmak imkansız. kaybolalım diye girdiğim yer yer st. marco meydanına çıktı. meydandaki bu kuleye çıkıp tepeden şehri seyretme imkanı var ama o sırayı bekleyecek takati olanlar için.
ve maskeler malum. çok güzel ve çok abartılı olanlar vardı. almadım ve pişman değilim. ama daha çok fotoğraf çekmediğime pişmanım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder