28 Şubat 2012 Salı

the muppets..

ne zamandır sinemaya gitmiyorsun bula bula bunu mu buldun diyorsan, ok haklısın derim. aslında geçen hafta gazetede vizyondaki filmler temalı bir haber var. star wars 3d kesin giderim dedim, malum 3d yi bilgisayarda seyredemem, fetih 1453 var, türk filmlerinin 2 ay sonra tvye düşmesi sebebiyle sinemada tercih etmemekle birlikte dev ekranda izlenesi bir türk filmidir neticede, bir de bu muppets var. dedim ki tam internetten izlemelik film.

sonra arkadaşla buluşacaktık. onu da geçen ay da ektim gibi oldu. ben bir fikri yoksa star wars' a ikna eder miyim falan derken tak muppets dedi. bişey diyemedim ne diyim. arkadaş hatrına gittik. aslında severim böyle şeyleri ama sinemada izlemeye gerek yoktu. bir de animasyonları falan çok severim ama bu kukla şovları küçükken de izlemezdim nedenini bilmiyorum. susam sokağı' na bile o kadar bayılmazdım. hala arkadaş ortamında bu durumu itiraf edebilmiş değilim. "kurabiye canavarı mı ha bayılırdım ben ona yaa" modundayım. bu   muppets' ı da hiç hatırlamıyorum.

neyse sağolsun gnçtrkcll var. sevdim bu işi aslında. bilet fiyatı o kadar koymadı. hala öğrenci geçiniyoruz zaten.

filmi de sevdim aslında marshall' ın şapşal bir karizması var. hikaye klasik. kermiti o kadar da sevmedim. illa birini seçeceksem miss piggy karizmasıyla döver. sheldon' un çıktığı sahneye aşık oldum. daha çok filmde oynasın ya..

man or a muppet şarkısı yani sheldon' un şarkısı oscar aldı sevindim. filmi izlerken aa sheldon çıktı diye pek dinleyememiştim. fena değilmiş. gerçi manha manha daha süper ama..

aynı hafta cuma günü star wars' a gidecektim. vizyondan kalkmış. damm..

zafer çarşısı alışverişim..

geçen gün kitap almak için zafer çarşısına girmiştim. ordan bir de malzemeci amcaya uğradım. ne zamandır uğraşmıyorum gerçi ama bi paket fimo aldım. zaten tek renk kalmış. fiyatı: 4tl.

girmişken bir de ne zamandır aklımdaki transfer boyasını aldım. gerçi adı transfer tutkalı imiş. umarım doğru almışımdır. newspaper nails yapmak için aldım. fiyatı 5tl.

27 Şubat 2012 Pazartesi

bridesmaids..

şurdan izledim:
http://www.vizyonkolik.com/9548/nedimeler-bridesmaids-izle/?postTabs=5

ama 4 ve 5. bölümler yok. çünkü tam gelişme bölümü oluyor. yani pek bir şey anlamadım.

4 ve 5' i şurda buldum:
http://www.vizyonfilmizle.org/10359-bridesmaid-nedimeler-izle.html

bu site daha iyi gibi. altyazılı ama sinema çekimi değil.
filme gelirsek. 7 puanlık bir performans göremedim. sorunlu sarışın ablanın hikayesi çok ön planda olmuş. diğer tipler, hatta gelin bile çok arka planda kalmış. yani ilk dkdan zaten o polisle aralarında bir şeyler olacağı belliydi.

onun dışında helen gibi arkadaşım olsun baş nedimeyi o yapardım. o fransız temalı hediye partisi neydi öyle. gerçi sarışın abla mahvetti çıktı ya.

film biraz bana hangover' a alternatif olmak istermiş gibi geldi ya aradaki klasik aşk hikayesi olayı bozmuş..

24 Şubat 2012 Cuma

midnight in paris..

şurdan izledim:
http://direkizle.net/pariste-gece-yarisi-midnight-in-paris-izle-altyazili.html

aslında klasik romantik bir woody allen filmi olduğunu düşünmüştüm ama çok daha güzelmiş.

1920ler paris' in altın çağ olduğunu düşünen bir adam gece yarısı bindiği eski bir arabayla 1920lere gider. olaya bak. her taraf da dönemin sanatçılarıyla dolu. orda picasso, şurda hemingway, birden dali vs. zevkliydi. biraz daha uzun olsa bile izlerdim yani. çok sevdim..

düşlerimin prensi..


tee trt' de yayınlanırken izlemiştim. hatta dizinin ortasında tatile gitmiştik. aradaki bölümleri kaçırdığım için oturup internetten izlemiştim. o zamanlar internetten dizi izleme olayına alışık değildim. hatta türkçe altyazılı bile bulamayıp orjinal dilinde ingilizce altyazılı izlemiştim.

geçen gün aklıma düştü. şurda buldum:

http://www.diziizle-tr.com/duslerimin-prensi-1-bolum-izle.htm

bu türkçe. trt' den çekmişler. orjinal dili tercih ederim. tek kelime anlamadığım  korece olsa bile. 

dizi bi kere çok şirin. hele ilk bölümler çok eğlenceli. sonradan biraz hüzünleniyor. shin ile che young' un ilişkisi çok şeker. normalde romantik sevmem biliyosun. ama kore dizilerindeki romantizme bayılıyorum.

23 Şubat 2012 Perşembe

ilk servis pizzam..

3 haftada anlatacak çok şey birikti. hiç gitmemiş gibi devam edeyim.

ilk defa eve pizza sipariş ettim, güzel oldu. erken söyledim biraz da yarım saat dolmadan geldi. afferim valla. little caesars gözüme girdi. bi de şu gnçtrkcll kampanyasından söyledim. büyük boy olmak için fazla ufak ama 9,90' a iyi..



kaldığım yerden..

ahh blogcum sorma başıma gelenleri.

en baştan anlatayım. günlerden bir gün gene kendi halimde dizi izliyordum. bilgisayar bi kitlendi gene. tıkanınca vur çalışır mantığıyla ben bunu baya bi tokatladım. iyi düzeldi neyse. videoyu izlerken ekran koruyucu devreye girince bi tuşa basayım dedim. baktım klavye takımı çalışmıyor. touchpad de aynen. mecburen power tuşundan kapattım.

orda kayış koptu işte. siyah ekranda normal olarak aç diyorum microsoft yazısı haddinden uzun sürüyor. onararak aç diyorum o da yok.

en son şunları gördüm. okunamayan dosyalar sonra baya oldu. açamadı haliyle. toshiba servisi aradım. serviste f8 mi ne yaptırdılar. benim kurtarma diskim vardı hiç sormadılar. benim de sonradan aklıma geldi ne biliim. halbuki onu yüklesem daha iyi imiş.

sonra bunu gördüm. başarıyla tamamlandı deyince iyi dedim. bu da günün macerası oldu. sonra tekrar aç dedim. bu sefer mavi ekran verdi. ben buna s.çtın mavisi diyorum.

o da böyle bişey. gene servisi aradım beni ankara bayisine yönlendirdiler. adam dedi ki mavi ekranı gördüysen mutlaka buraya getirmen gerek muhtemelen harddiskiniz yandı, yapılacak bişey yok. o yüzden adı s.çtın mavisi. genelde blogda küfür kullanmamaya çalışıyorum. günlük hayatta da böyleyimdir ama bunun başka adı olamaz.

o gün bi niyetlendim götüreyim diye ama şu 2-3 hafta önce deli kar yağdığı milletin evine saatler sonra dönebildiği gündü. dedim normalde zor yürüyorum şu karda buzda bi de sırtımda laptop eksik olsun.

böylece 2 hafta kadar babamın dönüşünü bekledik. aslında internetle ilgili sorunum yok. zaten artık %90 iphonedan giriyorum. aslında evde 2 laptop daha var.

bi tanesi benim eski biz ona gürültücü nazlı diyelim. fanı acayip gürültücü. bir de çok hassas. baştan beri onda bir sorun vardı. yeni alındığında bile 2 haftada bir servise giderdi. ama casper servisi ana sorunu bulmak yerine her seferinde format atıp geri veriyor. halbuki bu normal değil belli ki. daha da garanti kapsamında. ama format garantiye girmediği için her seferinde 30tl' ye format atıp geri veriyorlardı. neyse sonra harddiski falan değişti ama elimde kalır diye zorlayamıyorum. sadece dizi izliyorum. bi de başkasının bilgisayarından bloga girmiyorum. adı kalır tesadüfen girer ifşa olurum falan. o yüzden uzak kaldım. en son gene kitlenmeye başlayınca annem geri aldı.

diğeri küçümen. şu cd okuyucusu bile olmayan ufacık laptoplardan. aslında canavar gibi bir de kimse küçümen diye yüzüne bakmadığından sıfır. bir de gıkı çıkmıyor biliyo musun. yemek yerken tepsinin bi ucuna bunu bi ucuna tabağımı koyuyorum ohh. hatta bir de üşenmeyip tvye bağlasam süper bişey.

neyse sonra laptop tamire gitti. bu sefer de 1 hafta tamiri bekledik. beklendiği gibi hard disk değişti, hazır gitmişken cd okuyucusu da sadece dvd okuyor dedim o da değişti. bişey değil gelcek şimdi office bilmem ne yüklemeyecekler evdeki office cdsi de okumayacak kalırım ben öyle. neyse bize 400tl masraf çıktı.

valla toshiba ankara servisinden de memnun değilim. servisten gelen, yeni kurulmuş bilgisayar benim bildiğim her şeyi tam olur, güncelleştirmeler falan tamam olur. bu yarım yamalak bırakmış. intel ve toshiba' nın kart okuyucularını bile yüklememiş. facebook habire uyarı veriyor. internet explorer' ın yeni sürümünü yüklemelisiniz diye. yükle diyorum. güncelleştirmeleri tamamla diyor. güncelleştir diyorum. kart okuyucu yok diyor.

dün ambale oldum böyle. blogger da internet explorer' ın o halinde çalışmıyor. kayıt yazamıyorum.  2 saat şunu bekledim mesela. bi de ekran koruyucu devreye giriyor. o zaman da yükleme kesiliyor. sonra onu devre dışı bırakmayı akıl ettim.

hala kuramadım explorer 9'u. o yüzden ne zamandır denemek istediğim chrome' a geçtim. biraz değişik. umarım beni yarı yolda bırakmaz.


sesim geliyor mu..

bilgisayarım uzun süredir kendinde değil. düzeldi mi bir deneyelim..

8 Şubat 2012 Çarşamba

kar..

lütfen yağma artık bak rica ediyorum. yağma yahu bıktık senden. bi de haberlerde demiş daha da soğuyacakmış, bu daha neymiş. önümüzdeki 16 yıl çok soğuk olacakmış. buzul çağıymış. sonra da 16 yıl çok sıcak olacakmış falan. bak öyle amerikan filmerindeki gibi olacaksa ben ilk gidenlerden olayım. zaten mızmız nazlı bişeyim. valla çekemem.

dün de neydi öyle. sabah giyindim çıktım, baktım kar yağıyor. geri 4 kat çıkıp montumu değiştirdim. gene de dönüşte yüzüme yüzüme yağdı. hasta olucam diye korktum. hasta olmadım da dün bi garip oldum ya. sersem sersem, bi halsizlik. yemek yemeye takatim yok düşün ben. üşümem vardı kaynar suyla yıkanınca geçti biraz ama halsiz kaldım öyle. garip bişi..

alternatif fular kullanımı..

güzel fikir..

güzel parfüm..

kokuları nasıl bilmiyorum ama ne zamandır istiyorum. şuna bak ne kadar tatlılar yaa..

bitti de gitti..

koca pafüm bile bitirdim afferim bana.

bunu da annem almış bana.free shop' tan parfüm ısmarladım. ingilizce bilmiyo, marka söylesem aklında tutamaz, ben de çok bilmem de. dedim ki hafif, çiçeksi bişey al gel. tutmuş bunu almış. o da nasıl ağır nasıl ağır. iyi bir şey belli ki guerlain 75tl vermiş yazık. kullanmasam üzülür bi de.

yazın hiç şansı yok da kışın bol keseden sıkarak bitirdim. zaten bi kere tipinden belli ağır olduğu tee allam.

watsons alışverişim..

geçen watsons' a gittim. temel şeyler aldım. 25tl tuttu. aslında bazıları için kampanyaları takip etsem iyi olacak.

nivea lip balm: 5,99 ihiyaçtan değil hatta daha kutusunu açmadım ama evde bi nivea olması şart ya. gerçi koyu mavi olanı tercih ederdim ama kalmamıştı.

garnier 3' ü bir arada:  10,49 ilk çıktığında pek sevilmişti. o dönem ihtiyacım yoktu. şimdi temizleyicim ve maskem bitmek üzere. body shop da indirime girmedikçe inat ettim almıycam.

deo: 5,99 biraz kazık yedim. bir daha kampanyaları kesinlikle takip edicem. her seferinde gidip aldığın şey. 3-5 tane al dursun yani ne var.

ıslak mendil: 2,99evde 1 paket daha var ama gitmişken aldım işte.

terliksi..

ahaha o ne be. temizlik içinmiş galiba. yürümesi zor olur gibi.

4 Şubat 2012 Cumartesi

bastırılası minyatür sitesi..

fimolarla uğraşırken böyle bir site çok aramıştım ama bulamamıştım.

http://www.printmini.com/

youtube..

youtube' da ordan oraya, ordan oraya çok acayip videolar buluyorum.

fimo bakarken "japanese erasers" videoları buldum. japonya' da silgiler ne güzelmiş öyle. binlerce silgi biriktiren koleksiyonerler var. burda da olsalar keşke.

ordan "japanese commercials" a geçtim onlar da ayrı bir dünya.

ordan 90lar barbie reklamlarına geçtim. ayy benim çocukluğumdaki barbieler. eskiden olurdu tv de bu reklamlar artık görmüyorum. hatta bi kuaför barbie reklamı vardı. "kes, kes, kes kuaför gibi, sonra biraz saç ekle şekil tara" diye. jingle hala aklımda. onu da buldum galiba ama sözler ingilizce olduğu için melodisini benzettim.

en komik barbie videosu "shaving fun ken" baya sakalı çıkan ken yapmışlar. onu traş etmece.