eylülde bitenler..

wellness& beauty duş jeli: aslında bunu losyon sanıp almıştım, duş jeli çıktı. kokusu biraz ağır. sanırım vanilya vs kokuları bana ağır geliyor. o yüzden alacak olsam mangolu olanı tercih ederdim.

yves rocher bio duş jeli: bunun kokusunu hiç sevmedim. para verip almış olsam üzülürdüm, neyseki doğum günü hediyesiydi. direk el sabunluğuna terfi etti.

solante güneş kremi: günlük kullanım için gerçekten ideal, özellikle benim gibi yağlı ciltler için. başka kremlerle aradaki fark anlaşılıyor. ama deniz kenarında kullanmalık değil, suya dayanıklılığı yok bence. tekrar alınası.

isana saç köpüğü: işte bu kesinlikle tekrar alınmayacak bir ürün. kutunun %90' ı sıvı formdaydı. köpüğe dönüşmedi.

sephora lotus mask: tatilden dönünce uyguladım. nem maskesi olduğu için normalde kullanacağım bir şey değil ama deniz-güneş ile cildim kuruduğu için iyi geldi. tekrar alınabilir.

synergen anti-pickel maske: genellikle kil maskesi gibi fazla yağı alma temelli maskeler kullanıyorum. haliyle onları yüzünden temizlediğimde aşırı bir kuruluk oluşur, bunda o yok. maskeyi çıkarınca yüzüme krem sürme ihtiyacı hissetmedim. sürdükten sonra 15 bekletip çıkarıyorum. yüzümde kaldığı süre boyunca, hatta çıkardıktan sonra hafif hafif yanma hissediyorum. bunu sevdim, işe yaradığını hissettiriyor. aslında fazlaca sivilceye meyilli bir cildim yok. özel dönem veya abur cuburu fazla kaçırdığımda çıkar sivilce. o yüzden etkisini pek test edemeyeceğim. benim sorunum siyah ve beyaz noktalar. siyah noktaların yüzeyini de hafiften temizliyor, bunu da sevdim. yarım paketi 3 kere kullandım. totalde 6 kullanım eder. fiyat- performans değerlendirmesine göre kesinlikle tekrar alınası bir ürün.

rival de loop young oje..

rival de loop young oje: 3,49tl. bu yeni rdl young koleksiyonunu çok sevdim. mesela bu tam bir metal rengi. oje olarak teyze tırnağı gibi dursa da bilimum tadilat işlerinde gideri var.

bu arada rossmann' da 2 sensodyne diş macunu 14,49tl' ye satılıyordu. sensodyne tanesini 9-10lira olduğundan baya hesaplıya geliyor.

bir de oral-b fırçalar 1tl idi. neden böyle bir şey yapmışlar bilmiyorum ama değerlendirmekte fayda var.

the amazing spider man..

şurdan izledim:
http://www.filmifullizle.com/inanilmaz-orumcek-adam-the-amazing-spider-man-2012-turkce-altyazili-izle.html?postTabs=5

sevmedim. spiderman' i zaten toby abimiz ile tanıyıp sevmiştim, bu eleman olmamış. bir de bu çocuk cool zaten, o spider olmadan önceki sünepelik yok adamda.

zaten hikayeyi de değiştirmişler. maske altından öpücük sahnesi bile olmadıktan sonra bu nasıl spiderman.

malefiz..

şurdan izledim:
http://www.filmifullizle.com/malefiz-maleficent-2014-turkce-altyazili-izle.html/3

güzel film idi. bildiğimiz uyuyan güzel ama kötü kalpli cadının gözünden. aslında cadı iyiymiş. kral ona kötülük yapmış. zaten gerçek aşk yani gerçek sevgisiyle prensesi uyandıran da aslında oymuş.

iyi güzel, gotik makyaj da angelina' ya inanılmaz yakışmış ama o genç halleri hiç olmamış. keşke malefiz' in çocukluğu gibi gençliği için de bir oyuncu ayarlasalarmış.

recep ivedik 4..

şurdan:
http://www.canlidizihdtv.org/recep-ivedik-4-full-orjinal-izle-hd-kalite.html/5

evet sonunda bunu da izledim. film vizyonda iken o kadar çok övgü duydum ki. hem de böyle baya okumuş etmiş, ortalama entellektüel kişiliğe sahip kişilerden. daha iyiydi kabul. küfür ve bel altı şakalar minimum düzeydeydi. güldüm bile 1-2 yerde.

watsons alışverişim..

watsons yüz temizleyici: 12,90tl. bunu meraktan aldım. sanırım yeni çıkmış. beyazlatıcı olduğu iddiasında.

maybelline baby lips (mint fresh): 5,99tl. meşhur baby lips. ne zamandır merak ediyordum. watsonsta görünce aldım.

yay or nay..

işte bu da sevsem mi, nefret mi etsem karar veremediğim bir şapka.

işlevsel olduğuna kuşkum yok ama kulakları aşağı sarkmış köpek gibi durmuyor mu?

..

bu da orjinal bir evlilik teklifi. ama tercih etmezdim.

güzel bluz..

kolları ne kadar tatlı olmuş yahu. hemen böyle bir bluz bulmalıyım.

extrait dora..

extrait dora ne zamandır denemek istediğim bir üründü. betty saçının uçlarını boyatmış ama benim hiç boyatasım gelmiyor. bununla güneşten hafif açılmış bir görüntü elde etmeyi umuyorum.

fiyatı: 39,90tl. evet baya pahalı bir şey.

güzel kombin..

işte bana göre bir kombin. sadece o kadar ince topuklu giyemiyorum.

mudo alışverişim..

elbise: 119tl

bluz: 49,95tl

güzel ayakkabı..

benim aldıklarımın kahvesi. nu modeli kullanışlı bulursam üstünde çalışabilirim.

kilo almak çok kötü bir şey..

kilo vermek insanı acayip mutlu ediyor ama kilo almak tek başına depresyon nedeni. bugün inkar ettiğim bir gerçeği kabul etmek zorunda kaldım.

üzerimdeki ceket cart diye yırtıldı, üstelik bol kesim bir ceket, yani aldığımda öyle idi.

1 aydır diyetisyene de gitmiyorum. italya'ya gitmeden önceki minik minik kaçamaklarım devasa kaçamaklara dönüştü. haliyle şiştim.

kendimi tutmam gerek. ama o kadar çok söz bozdum ki artık yüzüm yok söz vermeye..

santa sofia..

güzelmiş ki bu. meyvemsi falan. gidersem tekrar alsam.

yeni papiler..

yeni ayakkabı almayacağım diye söz vermiştim ama o yaz dönemi içindi değil mi?

neyse bunlar her mevsim giyilebilecek bir şey. bir topuklu ayakkabıya daha ihtiyacım vardı zaten.

fiyatı: 179,90tl

şimdilik rahat görünüyorlar. kenarlarında incecik lastikler var. bunların rahatlığında etkisi var sanırım. sol tekin biraz esnemesi gerekiyor ama kullandıkça belli olur.

frankie and johnny..

işte bir başka elvis filmi.
http://www.izlebizle.net/frankie-and-johnny-1966.html

bunu diğerleri kadar sevmedim. türkçe dublajlı olduğu için zaten en başından antipatikti. bir de hikaye çok eskide geçiyor, şarkılar klasik. elvis gibi değil.

saving private ryan..

şurdan izledim:

http://unutulmazfilmler.com/saving-private-ryan-k3.html#izle

güzel filmmiş. sevdim gerçekten.

tom hanks kesinlikle oyuncu olmak için doğmuş bir insan. yani izlerken aa bu forest falan demiyorsun, aklına bile gelmiyor. evet bu yüzbaşı.

sonunu tahmin etmek zor değil. tabiki ryan' ı buluyorlar. tabiki ryan bunu hak eden müthiş bir insan vs.

the trouble with girls..

şurdan izledim:
http://www.izlebizle.net/the-trouble-with-girls-1969.html

 bu filmde elvis dışında izleyecek hiçbir şey yok. aslında oyunculuklar falan iyi ama senaryo o kadar saçma ki.

mesela o havai fişek sahnesinde çadırın önünde ne olduğunu anlamaya çalışırken yerel şarkıcıların gelip önünde çalması nedir arkadaş. ortalık yıkılıyor, her yerde havai şifek patlıyo, onu dinlemeyeceği bariz.

elinde en iyi durumdaki elvis var, adamın yüzüne olgunluk gelmiş, favoriler uzun, daha kilo da almamış. gidip saçma saçma ilahi söylettir he canım hee.

bu arada filmin adının konusuyla en ufak bir ilgisi yok.

rossmann alışverişim..

rival young kohl kalem: 7,99tl.

rival de loop young standı komple yenilenmiş, bir sürü yeni ürün gelmiş. bu da onlardan biri.

ucu sürme gibi ama sürme kadar yağlı bir yapısı yok.  o yüzden fazla akma yapmayacağını umuyorum.

rival de loop young oje: 3,49tl.

bu da yeni seriden. rossmann' a girmekteki asıl amacım oje almaktı zaten. evde hiç yazlık ojem kalmadığını fark ettim. aslında kafamda pastelin kokulu ojeleri vardı. sahi onlar artık satılmıyor mu? halbuki ben çok sevmiştim.

bu da kokulu oje kategorisinde, kumlu oje vs de üretmişler. bence iyi olmuş.

accessorize alışverişim..

kabul edelim ülkemizde pek çok yabancı markayı bulmak mümkün. ama bende hep yurt dışında daha mı ucuz paranoyası vardı.

gitmeden önce piyasayı baya araştırdım ve çok az alışveriş yaptım. farkettim ki pek çok marka aşağı yukarı aynı fiyatlarda hatta bazıları bizde daha ucuz.

mesela zara' da paçavra addettiğimiz elimi sürmeyeceğim ama 20tl' ye düşen ürün orda 20€' ya düşmüş. yani aslında 60tl. oha.

ya da yves rocher' de duş jeli 5€, ucuz gibi ama o bizde de 10tl. yani aslında daha ucuz.

bu hesabın tutmadığı ender markalar oldu. bunlardan biri accessorize. bizde aşırı pahalı. mesela bir kumaş çantaya 300lira fiyat biçiyorlar ben o paraya 1.sınıf markalı deri çanta alırım gibi.

gözlük 23,50€ imiş 7,05€ olmuş. bir gözlük için iyi bir fiyat.

bu çanta da 15€ idi. 45 tl desek bir çanta için iyi bir fiyat.

aslında her alışverişte bu hesabı yaptığım için baya az alışveriş yaptım oralarda. ama aman şu da çok içimde kaldı, keşke alsaydım dediğim bir ürün de yok.

how to train your dragon 2..

şurdan izledim:

http://unutulmazfilmler.com/how-to-train-your-dragon-2-ejderhani-nasil-egitirsin-2-k2.html#izle

gene güzel filmdi sevdim. toothless neymiş öyle. şimşekler falan. koskoca alfayı dize getirdi yahu. aferim elemana. bizim hickup' ın babası öldü bir de. bizim ufaklık koacaman adam olmuş. öbür filmde kesin çocuğu olur bunun.

koton alışverişim..

güya bir daha alışveriş yapmayacaktım ama kendime engel olamıyorum resmen.

çizgili tshirt: 19,99tl. bunu hem işte, hem de günlük olarak giyebileceğim ve inanılmaz bol olduğu için aldım.

siyah etek: 19,99tl.

ve gidip bir siyah etek daha aldım. güya takımın eteği eskimesin diye kendime etek almıştım ama bu sefer de bizimki sürekli ödünç almaya başladı.

bir de bunun duruşunu daha çok sevdim. yüksek bel değil. bir de kumaştan pek anlamam ama bu pek buruşmayacak gibi hissediyorum.

bir de clubmaster çakması gördüm koton' da. alayım mı diye baya düşündüm. ucuzdu da 30lira. ama o kadar çok gözlüğüm oldu ki yeni bir tane istemiyorum.

dolce gabbana parfüm..

parfüm konusunda bir ölçeğim var. kenzo' nun 100ml fiyatına göre pahalı veya ucuz olduğuna karar veriyorum, kenzo şaşmaz bir ölçek çünkü hiç indirime girmiyor.

capri adasında bir pasajın içinde mozaika gibi (tam adı unuttum) bir adı olan bir parfüm deposu var. fiyatlar italya' daki diğer mağazaların ve duty freenin biraz altında. evde de kenzo olduğu için farklı bir şey denemek istedim.

dolca gabbana parfüm 53€

adam kendiliğinden çıkarıp tester verdi, bu şaşılacak bir durum. ben de yüzsüzlük edip 1 tane daha istedim.

italyan şekerlemeleri..

roma' da gezerken şirin bir dükkana rastladık. sadece şeker, çikolata, bisküvi, çay, kahve, içki vs satıyor.

biraz çikolata aldık burdan. mesela lindt çikolata burada lindt' in kendi mağazasından daha ucuzdu.

kasanın yanında bu şeker kutusunu gördüm. itiraf etmeliyim ki sırf kutusu için aldım. çok şirin.

içinde naneli şekr gibi bir şey var. dışı normal naneli şeker ama içinde meyan kökü gibi acı, siyah bir şey var.

fiyatı 2,70€

bir de bu var. dükkanın vitrininde görüp sırf bunlar için girmiştim. instagram' da takip ettiğim biri var, sürekli bunların resimlerini paylaşıyor. bu şekerleri çok merak ediyordum. minik makaron gibiler.

normal şeker. bu aldığım tarçınlı imiş. cannella tarçın demek. tadı çok güzel. çok yoğun bir tarçın tadı var. fiyatı 3€ idi. keşke 1-2 çeşit daha alsaydım.

hard rock cafe..

roma' da hard rock cafeye gidemedim, fazla da zorlamadım gidicem diye ama venedik' te yanından geçince içeri girmeden edemedim. hedefim bir tshirt almaktı ama baktım çok dandik görünüyorlar, maltepe pazarından alınmış gibi.

ben de şal aldım. hem işte de takılabilecek bişey.

fiyatı 14euro

venedik..

turumuzun son durağı venedik idi. konaklama venedik merkezinde çok pahalı olacağından olsa gerek tur şirketi mestre bölgesi denilen bir kasabadaki otelde yer ayırtmış.

şansımıza bu kasabaya ve kaldığım otele çok yakın italya' nın en büyük outleti vardı. aslında outlet demişler ama beklenen outlet mantığından çok uzaktı. genelde burberry, marc jacops gibi pahalı markalar vardı. o yüzden ürünlerin indirimli fiyatları bile normalin üzerindeydi. roma' daki normal mağaza ile buradaki fiyatları karşılaştırıp buranın daha pahalı olduğunu söylediler. o yüzden biz de pek bir şey almadık.

sabah otobüs ve ardından tekne ile venedik' e geçtik. venedik su üstünde oluşmuş bir kaç adacığın üstündeki ağaçların traşlanıp evler vs. yapılmasıyla oluşmuş bir kent. her yer su, araç kullanımı diye bir şey yok, her şey birbirine köprülerle bağlı. bazı sokakları tek kişinin geçmesi için bile inanılmaz dar.

zamanında barbar kavimlerinden korunmak için buraya yerleşmişler çünkü barbarlar kara insanı oysa burda her şey su üstünde.

aslında venedik italya' da gördüğüm en overdose şehir. gerçekten ufacık, sıkışık. anladığım kadarıyla yerlisi de turistten nefret ediyor. haklılar da. şehirde altyapı 10bin kişi için dizayn edilmişse, günde 2 milyon turist geliyor. haliyle insanlar isyan etmiş. her şey pahalı. çünkü her şeyin anakaradan gelmesi gerek ve turistler yüzünden fiyatlar uçuk. gerçekten de venedik gördüklerim içinde en pahalısı idi.

son dönemde arıtma vs gibi işlemler için bir şeyler yapılmış ama sadece %20 etkili imiş. yani bu gördüğünüz aslında kanalizasyon suyu. ama fazla turistik olması dışında gerçekten ilginç bir şehir. mesela yukarıdaki normal bir sokak. evlerin önünde tekne indirme yerleri vs var. yaşaması baya ilginç olurdu herhalde. sokaklar arası geçişler şu küçük köprülerle sağlanıyor.

aslında gondol merakım o kadar da yok. ama buraya kadar gelmişken bineyim dedim. 6 kişilik gondol pazarlıksız 80€. rehber bizi çok pis kazıkladı. adam başı 15' ten 90€ topladı, muhtemelen kendi pazarlık vs ile daha ucuza almıştır. sabahtan gondol için sıra vardı, öğleden sonra zorla kolumuzdan çekiyorlardı. yani acele etmeyip kendi anlaşmanı yapmak daha mantıklı.

bu arada bindiğime inanılmaz memnunum. gondolla gezmeden bence venedik' i tam olarak anlamak zor. belki sıradan bir tekne de aynı etkiyi verebilir. gondol kaptanları çok ukala, bi fotoğraf çekmek için bile yalvartıyorlar. kendi aralarında konuşmalar, sızlanmalar falan. yani işlerini yapmaktan memnun değil gibiler.

her şeyin olduğu gibi gondolcuların üniforması olan çizgili tshirt ve hasır şapkanın da çakmaları  her yerde satılıyor. bence gereksiz ama almak isteyen oluyor demek ki.

aslında burda tekne ile ulaşım sadece turistik amaçlarla değil, ihtiyaçtan yapılıyor. gondollar işin turistik kısmı. otellerin vs. tekne hizmeti var.

şehri gezdikten sonra merkezde kalmadığımıza memnun oldum çünkü o merdivenleri tekerlekli valizleri ile tırmanmak zorunda olan zavallılardan olmak istemezdim.

bir de şehir batıyor efsanesinin gerçek olduğna inandım. fotoğraftan da anlaşıyor zaten. bence bir kaç yüzyıl önce kullanımda olan basamaklar şimdi suyun dibinde.

asıl uzmanlık alanları cam işi ve dantel. cam işi müthiş ürünler var. parasına da gerçekten kıyabilirsin ama o boyutta ve alabildiğine kırılgan bir ürünü eve, hele de uçakta nasıl götürürüm sorusunu çözemediğimden hayranlıkla bakmakla yetindim.

dantelin orjinali çok pahalı ve değer mi dersen bence değmez. çin malı olanları da var ama zaten dantel bana genel olarak hitap eden bir ürün değil.

venedik' te kaybolmak imkansız. kaybolalım diye girdiğim yer yer st. marco meydanına çıktı. meydandaki bu kuleye çıkıp tepeden şehri seyretme imkanı var ama o sırayı bekleyecek takati olanlar için.

ve maskeler malum. çok güzel ve çok abartılı olanlar vardı. almadım ve pişman değilim. ama daha çok fotoğraf çekmediğime pişmanım.

toka..

euromoda mağazaları kapandı mı, iflas mı etti, nooldu? toka alıcam, basit ve temel şeyler ama bu dükkanı hiçbir yerde bulamıyorum.

mesela bu toka inanılmaz basit bir şey ama hiçbir yerde yok arkadaş, habire allı güllü modeller.

bunu capri adasında gördüm 1 euro idi, bulmuşken aldım walla.