31 Ocak 2013 Perşembe

ocakta bitenler..

stila lip glaze ( pina colada): sevmedim. hem rengini sevmedim, çok simliydi, hem de yapısını sevmedim. yapış yapış, sürümü zor, bir de fırçalı oluşu daha da zorlaştırıyor, ruj sürüp üzerine geçeyim dedim daha beter oldu. bir daha almam.

lancome hydra zen neurocalm soothing anti-stress moistursing cream (30ml): bu duty free' den aldığım lancome setin içinde vardı, zaten küçükmüş diye kullanmaya başladım. akşamları duştan çıkınca veya yüzümü yıkadıktan sonra kullandım. yoğun bir krem. aslında üzerinde anti-stress ibaresini görünce sivilceye falan iyi geleceğini düşünmüştüm. ama o konuda pek etkili değil, bence yoğun nemlendirme özelliği olan, kış için uygun bir krem. sanırım tekrar almam. bir de sevil' de 50ml 140tl fiyat biçmişler. yuh.

sephora cream body wash(peony): yapısını daha önce yorumlamıştım. ehh işte bir kokusu var. bu şakayık kokusunu sevdim mi, bayık mı buluyorum hala karar veremedim açıkçası.

maybelline liner express: bitmesini hiç beklemediğim bir ürün daha. içinde ne kadar kaldığını bilememek kötü. aslında tam olarak bitmiş sayılmaz ama çizgiler silik çıkıyor, hazırlanırken uğraşmayı sevmiyorum.

böyle kendinden fırçalı eyelinerları sevmesem de tekrar alırdım sanırım. siyahı koyu, sabitlenmesi güzel bir ürün.

ürünün bulunduğu kısım altın rengi olan yer, aslında tam tersi olması gerekirmiş gibi.


sephora cream body wash(lagoon): biraz erkeksi bir koku gibi geldi. sanırım tekrar almam.



sephora banyo yağı: aromasının adını bilmiyorum, başta çok kötü bir koku gibi geliyor ama bikaç dakika sonra çok güzel bişeye dönüşüyor, kesinlikle tekrar alınacak.

loreal elseve arginine saç kremi: ilk defa bir saç kremi bitirdim sanırım, şampuanıyla birlikte kullandığım dönemde dökülmeye pek etkisi olmadı bence, ama saç kremi olarak güzel. new' den sonra saçlarımı güzel yumuşattı. tekrar alınabilir sanırım ama dediğim gibi pek tecrübeli değilim.

30 Ocak 2013 Çarşamba

rossmann alışverişi..

almıycam dedim ama dayanamadım. biraz da ihtiyaçtan.

saç kremim bitmek üzere, new' i çok seviyorum ama kremsiz kullanamam, yedeğim de yok. rossmann' ın kendi markası isana saç kremi: 1,99tl. pahalı değil. beğenmezsem çöpe atarken içime oturmaz.

lilibe ıslak mendil: 1,90tl. dışarıdan gelince makyajımı bu mendillerle siliyorum, spordan gelince de duş alıyorum. 2 kere yıkamamak için iyi oluyor. etikette yüz için olduğu yazıyordu, üstünde de kozmetik gibi bişeyler yazıyor, türkçe açıklama yok. beğenmezsem zaten lancome temizleme sütüyle kullanırım.

29 Ocak 2013 Salı

diy donut topuz tokası..

donut tokayla topuz yapmayı çok seviyorum, sade ve şık duruyor ve hiç uğraştırmıyor. elimdeki küçük boy olduğu için istediğim şekli veremiyordum, her h&m' e gidişte bakıyorum ama siyahın büyük boyunu hiç göremedim. ben de kendim yapmaya karar verdim. youtube' de bu konuda bol bol video var. diy hair donut bun vs. yazınca bisürü çıkıyor.




ihtiyacımız olanlar:

 bir adet naylon çorap ve 2küçük fular. aslında youtube' dakiler çorapla doldurmuş içini ama çorap garip geldi bana, ağır olur o.

yapılışı çorabın içine fularları tıkıp ağzını bağlıyoruz. bi zorluğu yok. istenilen büyüklüğe göre 3-4 fular da sokulabilir. zevk meselesi. ucuza da geldi böyle. o tokadan sadece h&m ve c&a' da görmüştüm. en ucuzu 5tl civarındaydı. çorabı pazardan 1tl' ye aldım, fular da evde vardı ama gene pazarda çifti 1tl' ye alınabilir. bu da toplamda 2tl maliyet eder ki denemeye değer.



sonuç:
benim saçım siyah, onun için siyah yaptım, sanırım başka renk çorap da bulunabilir.

28 Ocak 2013 Pazartesi

incik boncuk..

ne zamandır ıvır zıvır alasım vardı da erteliyordum. hazır kızılay' da boş vaktim varken uğradım. aldıklarımın hepsinin fiyatını hatırlamıyorum ama toplam: 7,5tl tuttu.

tüylü çubukların tanesi 50kr. sanırım adı şanil imiş ama tüylü çubuk diye tarif edince de adam anladı. aynı renkler olsun diye uğraştım ama gene de tek renk çiçek yapmaya yetmez, sanırım bi 10tane falan alsam anca olacak bu iş.

zımba: 0,80kr. 20tane var içinde. nihayet buldum bunlardan. küçüğünden aldım daha kullanışlı olsun diye.

mankrome ip: 2,5tl. kaç senedir şunun siyahını alsam diyodum da hep unutuyordum, evde beyaz var ama takı yaparken siyah ya da kahve en iyisi.

boncuklar 3 çeşit, 0,50kr, 1tl, 1,5tl fiyatları vardı. saymadan aldım, kaç gr tuttu bilmiyorum.

en son tüpteki yaprak boncukları aldım. onun da fiyatı 1-1,5 falandı. siyahını tercih ederdim ama bu modelde sadece bu renk vardı. aslında yaka süsü olarak süper olabilir ama üşenmeyip dikmem lazım bakalım..

27 Ocak 2013 Pazar

ponyo..

ayy çok sevdim ya. nası sevimliler öyle. chibiler paytak paytak yürüyüşleri falan.

disney filmiymiş ama hiç disney filmi gibi değil. tam bir miyazaki filmi. totoro' dan daha çok sevdim hatta. çok şirinler yahu.

yalnız orjinal dilinde izlemek en iyisi, ingilizce dublajda ponyo' nun sesi ehh işte ama sosuke olmamış.

26 Ocak 2013 Cumartesi

..

nihayet hayatımda güzel şeyler de oluyor, bir işe girdim sayılır, bu sonuçlanmasını en çok istediğim dileğimdi. stajım da bitiyor nihayet ödevim kabul oldu, mülakatı geçtim, belgeleri teslim edip beklemek kaldı geriye, ki bunca çalışmadan sonra en sevdiğim kısım bu..

yeni çantam..

evin çöpçüsü oldum walla. bu çantayı da annemden hacıladım. geçen sene kıbrıs' tan almıştı, takamayacağını ilk görüşte anladım. bi kere sapları çok kısa ki annem omzuna asmayı sever. en iyi kullanım şekli çapraz takmak ki onu asla yapmaz, üstelik de çok büyük. sinsice 1 sene bekledim. 1 senede sadece 1 kere taktı, biliyorum ben adamımı. ben de aldım hohoho..

25 Ocak 2013 Cuma

güzel ayakkabı..

bu resimde beğendiğim topuklu ayakkabılar değil, yanındaki zincir tabanlı olanlar..

24 Ocak 2013 Perşembe

doğu'dan uzakta..

şu an ağlayabilirim biliyor musun? en son kinyas ben tolga dediğinde böyle hissetmiştim. demiş ki o buluşma asla gerçekleşmedi, adam ve ramzi' nin arabası kaza yaptı, biri öldü biri komada. şaka mısın sen yahu. ne demek öldü. yapılır mı bu be. 500 sayfadır acaba bu buluşma olacak mı, ne yapacaklar, ne konuşacaklar diye düşünmüşüm. son 20 sayfa kaldığında herhalde buluşma başlar başlamaz son bulacak diye senaryoyu yazmışım. kaza yaptılar ne. bitir işte güzel bi sonla. bu güzel doğu akdeniz akşamında geçmişe kadeh kaldırdılar de bitir. mutlu sonların suyu mu çıktı.

neyse çemkirmemi de yaptım. kitaptan bahsedeyim. bu yazara bayılıyorum. bundan önce 3 kitabını daha okudum ve bayıldım, en sevdiğim yazarlardan diyebilirim. çünkü bu coğrafyayı anlatıyor, birinde osmanlının son dönemini anlatıyor, birinde selçukluyu anlatıyor. burda onlar yok. aslında o yüzden başta soğudum ama kitabı gene de sevdim. bu seferki daha değişikti. günümüzü anlatmış, tamam ana konuda bir hikaye var ama öyle tespitler yapmış ki, içinde bulunduğumuz durumları sadece bikaç kelimeyle mükemmel özetlediği cümleler var.

kitapta bahsedilen doğu akdeniz ülkesinin hangisi olduğunu hiç söylememiş. cebel demiş ama o cebel neresi, cebelitarık boğazı mı, o dağ nerde bilmiyorum. hem o boğaz akdeniz' in batısı olmuyor mu? ben beyrut falan olduğunu düşündüm. yani lübnan.

bi de 2li anlatım başta garibime gitti. bi 3. kişi ağzından yazılan, olayları anlatan kısımlar var; bir de adam' ın notları şeklinde geçen 1. tekil kişi anlatımı. bazı paragraflar komple tekrarlanmış falan.

aslında üniversitede böyle arkadaşlıklar edinmediğime üzülüyorum. bizim sohbetlerimiz çok yüzeyseldi ve okul bitince de koptuk zaten. halbuki böyle tartışmalar yapmayı isterdim. böyle şeyler belki de sadece kitaplarda oluyordur. di mi?

500sayfa kitap ama bana bi hafta gitmedi. hem de öyle gecemi gündüzüme katarak okumadım. hatta önce canım okumak istemiyor, kendimi zorluyorum, sonra elimden bırakamıyorum. yemek yemem lazım falan diyorum. 1-2 ay bi boşluğum var, kitap okuyarak değerlendirdiğim için mutluyum. kendime sürekli kitap alıyorum. 5kitap aldım, 3 tane de arkadaşımdan aldım, şimdiden 4ü bitti. bu arada dnr bütün sherlock holmes kitaplarında indirim yapmış herhalde. hiç okumamıştım biliyor musun? polisiye hep uzak durduğum bir alandı.

diy bilezik..

ilhamım burda:
http://pinterest.com/pin/171840542003740787/

ihtiyacımız olanlar:

burdaki ipi kalın yün ip ile değiştirdim, onu çekmeyi unutmuşum. deri ip tchibo' nun setinden çıkan. kullanmadan önce deriyi bi süre serbest bıraksam iyi olurmuş, kıvrılma problemi oldu, biraz kısa geldi, ucundaki iple kapatıyorum. sorun yok.






sonuç:

gayet güzel oldu. 5dk bile sürmedi yapmam. belki 1-2 tane daha yaparım.


23 Ocak 2013 Çarşamba

mango alışverişim..

aslında bu hesapta yoktu ama gittiğim avmde mango outlet vardı, şöyle bir gezeyim diye girdim ve sevdiğim uzun atletlerden buldum. beyazını tercih ederdim ama sadece mavi ve kırmızı vardı, kırmızının da bedeni yoktu. ben de bulmuşken alayım dedim. fiyatı: 6,99tl.

para üstünü alırken çok ilginç bir şey oldu. hayatımda ilk defa para üstü 1kr' u aldım. yani hiç beklenmedik bişey. çok şaşırdım, mutlu oldum falan böyle. bu ispanyol markalarının para üstü politikasında değişiklik var ya du bakalım.







bu da çok güzel uzun bir kazak, v yaka, massimo' dakine benziyor ama lacivert ve 1/5' i fiyatına. 24,99tl' ye aldım. bunu kızılay mango' dan aldım aslında. bu ara mango' dan alışveriş yapmayı baya seviyorum.

22 Ocak 2013 Salı

saçımı kestirdim..

kuaföre gitmek bence kumar oynamak gibi, asla istediğim saç olmaz, temel ölçütleri belirleyip kendimi kuaförün eline bırakıyorum, iyi bir şey çıkarsa şanslıyım demektir.

bu sefer ehh işte bi model çıktı, daha kısa istemiştim ama fena durmadı.

bu sefer gittiğim yer baya pahalıya geldi. yıkama, kesim, fön 40tl verdim. çüş. yıkama 5, kesim 25, fön 10tl imiş. neyse olsun o kadar. ucuz yere gidince de hijyen diye kafayı yiyorum, fırçaların üzerinde sarı sarı kıllar iyğğ. burası baya temizdi, kullandığı tarakları streç filmle falan sarmışlar, kızıl ötesi ışından geçmemiştir ama en azından öncesinde bi yıkama bişey olmuştur herhalde.

o değil de ne zaman fön çektirsem yıkatmak zorunda hissediyorum. başkalarına da oluyor mu bilmem fön çekilirken buhar çıkıyor saçımdan, kuaför salonunu sis kaplıyor. saçın kirlidir, kremli bırakmışsındır falan dediler. saçımı yıkayıp gittim ıslak ıslak, gene kâr etmedi. artık bırakıyorum kendileri yıkasın, buhar çıkarsa da sen iyi durulayamamışsındır diyorum. aslında saç yıkatmayı hiç sevmiyorum. bi kere ben evde şampuanın en iyisini seçmeye çalışıyorum, orda en ucuzu kullanılıyor, hadi onu geçtim, şampuan değiştirince saç tepki göstermez mi?

neyse ya boyam falan yok 3 ayda bi gidiyorum. o kadar masrafım da olsun. o değil de çok acayip şeyler çıkmış, bin türlü bakımlar falan.

bi de saçımda bi sürü yeni çıkan saç varmış, hangi şampuan falan dedi, sevindim bak. bizim new işe yaramış demek. bak alalı kaç ay oldu daha yeni yarıladım, o da benim salaklığım, ıslak bırakmışım bi kere, yarısı kutuya yapıştı. yalnız çok kurutuyor, bi dahaki lush ziyaretimde kesin bi saç kremi alıcam..

blonde and blonder..

şurdan izledim:
http://jetfilmizle.com/iki-sarisin-simdiden-alisin-turkce-dublaj-izle.html/0

işte eğlenceli vakit geçirtecek bir film. 2 sarışın salak bi şekilde kendilerinin seri katil zannedilmesine yol açarlar. sonra masum oldukları anlaşılır, o arada aşkı bulur vs.

klasik hikaye ama eğlenceli işte.

yalnız türkçe çevirisi daha manyak olmuş: 2 sarışın şimdiden alışın ne yahu :)

21 Ocak 2013 Pazartesi

robot bellek..

çok şirin bir flashbellek. kapak tutucu kolları da ayrıca sevdim, benim gibi kapağı kaybolacak diye korkanlar için..

20 Ocak 2013 Pazar

blueprint 3d..

basit bir oyun, evirip çevirip düzgün şekli ortaya çıkarmaca. ama metro' da vakit geçirmek için faydalı. ama yeni bölümler eklenmeli..

diy fiyong..

ilhamım şurdan:
http://pinterest.com/pin/242138917437288041/

çince yazılardan pek bir şey anlamadım, fiyongları 22cm kestim. meğer 3 farklı boyda kesmen gerekiyormuş. ortalarından biraz katlamaya çalıştım ama pek içime sinmedi. belki sonra tekrar denerim..

19 Ocak 2013 Cumartesi

forever new çantalarım..

aslında hedefim mango' dan çanta almaktı, mango sonunda doğru düzgün indirime girmiş, benim 6aydır beklediğim çanta da nihayet indirimde 45tl' ye düşmüş, hala pahalı ama neyse. kızılay avm' de siyah,gri ve bej var. beji çok beğendim, ama dikkatli bakınca defosu var, üzerinde güneş yanığı gibi bir çizgi var, alırken dikkat edin. neyse sordum başka da yokmuş. ona bakmak için ankamall' a uğradım. bej var gene bi tane, onda da sapında sökük var. gri alayım bari dedim. aldım griyi kasaya gidiyodum baktım 65tl fiyatı var, şaşırdım, geri döndüm, siyahı 45lira. nerdeyse birebir aynı. fark şu: 45lira olanın üzerinde mng yazıyor ve sapı kısa,65lira olanın sapı uzun ve mango yazıyor. çok saçma çünkü birebir aynı gibiler ama benim için önemli olan uzun sap, çünkü çapraz takıcam. kızılay avm' de böyle bi ayrım yoktu, internet sitesinde de mng olanlardan yok.







zara' da sezon başından beri beklediğim babet nihayet biraz inmiş, 70lira olmuş ama bu sefer de beden kalmamış. 39 var, 41 var, 40 yok. onlar da olmadı.

neyse dedim gezdim biraz. forever new' e girdim. bu arada çantalar baya inmiş, 3 çanta kucakladım, birini bıraktım mecbur. ama 2 tanede daha gözüm kaldı.










nar çiçeği rengindeki bu çanta 49,95tl. aslında bunun da birebir aynısı olan başka bir parça 70küsür. alışveriş yaparken dikkatli olmakta fayda var. bunu sevdim, biraz hanım hanımcık, işte falan güzel kullanılır. tek sorunu içinde pek göz yok. bundan önceki çantamın 4-5 gözü vardı, baya alışmıştım ama buna da alışılır.






beyaz makyaj çantası: 19,95tl. ne amaçla kullanırım bilmiyorum ama sezon başından beri bunlara bayılıyorum ve bu fiyata düşmüşken kaçırmak istemedim.

18 Ocak 2013 Cuma

p*ç güveysinden hallice..

diz üstü edebiyatın çıkardığı ama internetten takip etmeden okuduğum ilk kitap. aslında biliyordum da pek sarmamıştı, hikayenin ortasından girdiğimden anlamamıştım, okudum falan da sonu nooldu öyle bi mutlu son bekliyo insan olmadı.

17 Ocak 2013 Perşembe

nike ayakkabım..

ikea' nın ordaki nike factory store' a girdik gene, birine hediye alıcaktık, ayakkabıda gözüm yoktu, şansıma ayakkabılarda %50 indirim vardı. zaten 50-60liraya ayakkabı satılıyor, bir de onun üstüne indirim yapmışlar. millet kapışıyor haliyle.


bi tane bunu aldım işte. 35,88tl' ye geldi. şaka gibi yahu 35liraya nike ayakkabı. aslında ihtiyacım olsa ve bu kadar karmaşa olmasa 1-2 çift daha alabilirdim. hepimiz aldık tabi ki birer ayakkabı. dehşet sıra vardı kasalarda. ucuz spor ayakkabısı isteyen mutlaka baksın derim..

diy kadeh..

ihtiyacımız olanlar:
ikea mum,

ikea mumluk.

bu ikisini güçlü bir yapıştırıcı ile yapıştırıyoruz,

mumu yakıp bitiriyoruz ve tataa. elimizde dekoratif bir kadeh oluyor. sağlık açısından içecekler için uygun olmayabilir ama dekoratif olarak çok güzel duruyor. aslında bi tane daha yapabilirim. çift daha şirin olur.

16 Ocak 2013 Çarşamba

yalan dünya..

yalan dünya nooldu bitti mi? en son yılbaşı bölümü yayınlandı herhalde. bittiyse çok üzülürüm. bu sene takip ettiğim tek yerli diziydi.

15 Ocak 2013 Salı

kalpten ataşlar..

accessorize ürünlerini, özellikle çantalarını çok seviyorum. ama bence fiyatları biraz pahalı. indirim döneminde bi umut uğruyorum ama o halde bile anca yarı fiyatını ödemeye niyetli olduğumdan pek bişe almıyorum.

gene böyle oldu. iphone kılıfları fena değildi. 20lira ehh işte. bu kadar pembe olmasalardı alabilirdim, kısmet.


ama bu ataşlara karşı koyamadım. fiyatı: 4,75tl. daha bu %50 indirime girmiş hali. bence bi %50'ye daha ihtiyacı var ya neyse.

bu tokalar da euromoda' dan 2 tanesi 1,5tl. mükemmel topuz tokası oldular benim için. plastikler gibi çabuk kırılmıyor. görürsem 3-5 tane daha alasım var.

seinfield..

yabancidiziizle.com' dan izledim genellikle. finali tamamen beklenmedikti bence. yani dizi finali genelde mutlu ayrılıklarla falan biter di mi? bu adamlar hapse düştü yahu yok böyle bir şey. bence çok iyi düşünülmüş bir finaldi. hem de tanıklarla eskileri ve konuk oyuncuları hatırlattı.

genelde bu dizi friends ile karşılaştırılır ama ben bunu yapamam. friends benim için tartışmasız en iyi diziydi, ama bunu da sevdim.

bi sürü oyuncunun gençlik halini gördüm. bazılarını da sesinden tanıdım. mesela elaine' in son sevgililerinden puddy family guy' da joe' yu seslendiren adam.

2 tane de emin olamadığım son bölümde nbc' nin başındaki adam mr. steinbenner mı?

bi de porto rico gününde tribünün altından geçerken elaine' in öptüğü adam jerry mi?

aslında ben bu diziyi cnbce' de yayınlanırken 1-2 bölüm izlemiştim ama hiç sevmemiştim, kramer çok abartı gelmişti ama şimdi sevdim.


14 Ocak 2013 Pazartesi

ptesi..

pazartesiden nefret ediyorum, hele de bütün haftasonu bi seminer için erken kalkmam gerekmişse daha da nefret ediyorum, önümüzdeki 2 hafta daha geç kalkamayacaksam daha daha nefret ediyorum..

13 Ocak 2013 Pazar

diyet mevzuu..

şaşırtıcı şekilde iyi gidiyor. aslında zorlanacağımı düşünüyordum, neydeyse 1,5 ay oldu. bu kadar zamanda sıkılıp kaçamak yapmaya başlarım diyordum. ama olmadı.

her hafta diyetisyene gitmenin büyük önemi var, ne yediğini yazıyorsun, spor salonundaki hocam da diyetisyenimi tanıyor yani oraya da devam ediyorum.

sıkılmadım ama çok ilginç. bu süre zarfında kola içmedim, fast food yemedim ki eskiden bunlarsız bir hayat düşünemiyordum. her gün sebze yiyordum ki bu imkansız bir şeydir benim için ve eskiye göre minicik şeyler yiyip doyabiliyorum.

yılbaşında bi serbest gün yaptık mesela, hindi yiycem, iç pilav var, sarma, su böreği, çiğköfte falan. yedim böyle, şiştim, bi kaşık daha yiyemem kafasındayım, galon galon su içiyorum, başta en zor gelen buydu ama alıştım.

aslında bi rahatlık da var. mesela eskiden ne yesem diye saatlerce düşünürdüm çünkü seçeneklerim sonsuzdu, şimdi öyle değil, ne yenenecek yoğurt bul ordan, sebze ya da et, pilav-ekmek bişey bulalım. bi de salata ayarla. hop bitti. en zoru dışarda yemek. o kadar alışmışım ki mcdonalds' a falan gitmeye ne yiyeceğimi şaşırıyordum, yavaş yavaş alışıyorum, mesela bi salata bara gidiyorum: bunda mayonez varmış bi daha burda yememeli diyorum, başka bir yer buluyorum bak bu iyiymiş diyorum.

emin değilsem diyetisyene soruyorum bunu yesem mi diye, bunu ye, bi daha yeme falan diyor. çok da tatlı bi bayan. samimi aslında, o önemli, çok içli dışlı değiliz ama onun yanındayken de kendimi kötü hissetmiyorum, zaten en iyisi bu sanırım.

bi de eskiden bi suçluluk duygusu olurdu. mesela en normal yemeği bile yerken çok mu kaçırdım ya az yiyim falan dersin ya, ya da karnın şişince; artık öyle değil, dolduruyorum tabağa tıkınıyorum rahat rahat. yorulmasam da kilolar gidiyor.

daha yolumuz uzun tabi. hep böyle gitmesi ümidiyle..

12 Ocak 2013 Cumartesi

güzel louboutin..

bu ayakkabıyla 5dk' dan fazla ayakta duramayacağımı bilsem de istiyorum.


bu arada bir sorum var. bi tane topuklu ayakkabım var, inanılmaz rahat ama altı dümdüz, yani evdeki mermerin üzerinde bile kayarım korkusu yaşıyorum. hala dışarıda giyemedim. önerisi olan?

11 Ocak 2013 Cuma

zucchini chips..

bi de derler ki bu patates kzartmasını bu kadar sevmenin anlamı ne? kabak cipsi yaptınız da yemedik mi?

10 Ocak 2013 Perşembe

kozmetik yasağı başlasın..

yılbaşı indirimlerinden mütevellit alışveriş işini, özellikle kozmetik alanında, abarttığımın farkındayım. biraz da bilerek yaptım çünkü çok uygun fiyatlara alıp yıl boyu kullanmayı seviyorum.

ama artık indirimler duruldu, temel ihtiyaçlarımı da baya stokladım. yandaki resim gibi olmak istemediğimden bir süre yasak koymaya karar verdim..

sleepers..

filme bakıyorsun brad pitt, dustin hoffman, robert de niro kötü bir film olamaz diyorsun ve seni yanıltmıyor.

60larda gününü sokakta geçirip yaramazlık yapan çocuklar, bi tanesini abartıp hapse düşüyorlar ve orda olanlar malum. yıllar sonra intikam alıyorlar, güzel bir kurguydu, yalanlanmasına rağmen yazar gerçek olduğunu iddia ediyormuş. doğruysa çok kötü.

işte bu yüzden komedi seviyorum abi, akşam akşam üzdü..

..

tamam konu olarak kötü bir konu ama bazı şeyler anlatmış pratik hayat bilgileri mi diyim, lüzumsuz bilgiler mi diyim, çok severim ben onları. bi yandan onlar için kitabı saklayasım var bilemedim.

9 Ocak 2013 Çarşamba

harem suare..


sevdim bu filmi, zaten kostümlere vs. bakarken geçiveriyor. tarihi filmleri seviyorum. tarihi filmlerden öğrenen biri değilimdir ama bi sorum var: kanun-i esasi ilan edilince harem kapatılmış mı? bunu bilmiyordum mesela.

bir de filmi orijinal dilinde izlemek isterdim yarı italyanca, yarı türkçe haliyle. ama izlediğim dvdde bu versiyon yoktu.

yves rocher duş jellerim..

kampanya vardı 2 duş jel 15,90tl diye. aslında gene de pahalı ama yves rocher duş jellerini denemek istediğim için aldım.

biri indian cotton flower
diğer, laotian lotus flower

8 Ocak 2013 Salı

sephora alışverişi..

genelde sephora zara' yla aynı zamanda indirime girerdi, çok fazla çeşit olmadı ama bakardık. bu sene yapmadı niyeyse. %20 indirimi kaybettik bari doğum günü hediyemi kaybetmeyeyim diye gittim. gitmişken de şu ufaklıklardan topladım.

yağların tanesi 1,90tl. çok şirinler yahu. köpek, ördek ve kalp aldım, yıldız göremedim.

duş jelleri tanesi 1,50tl. bu seferkiler: peony, lagoon ve blueberry. bakalım bunların kokusu nasıl.






doğum günü hediyem sephora markasının supreme body lotion. açıkçası biraz hayal kırıklığına uğradım çünkü amerika' daki gibi philosophy birthday cake duş jeli bekliyordum, neyse bu da iyi.