30 Kasım 2012 Cuma

kasımda bitenler..

marks&spencer infusion parfüm: bir kere bile bu parfümü sürünüp dışarı çıkmadım. kokusu çok ağır, ayakkabılarıma sıktım, tuvalete sıktım. öyle öyle bitti. m&s parfümlerini seviyorum, çünkü çok kalıcılar ama bunu tekrar almam.

the body shop seaweed pore perfector: gözeneklere bir faydası olduğunu düşünmüyorum ama su bazlı bir nemlendirici, cildimi yağlandırmıyor, duştan sonra yüzüme sürüyorum.

bir tane daha var elimde. ondan sonra gene alabilirim de.

loreal elseve arginine direnç şampuan: şampuan hakkında yazmazdım ama memnun kalmadım ve şikayet etmek istiyorum.

bu şampuanın iddiası saç dökülmesini azaltmak, ama işe yaramıyor. kremiyle birlikte kullandım üstelik. tekrar almam.

the body shop chocomania body butter: işte bitmesine en çok sevindiğim ürün. kullanırken nefret ettim. çok ağır bir kokusu var. evdekiler de nefret etti.

sırf bitsin diye, tatile götürdüm, bol bol sürdüm.

hadi kokuyu geçtim, kıvamı da kötü. elime sürüyorum mesela yayana kadar pul pul oluyor. sanki peeling yapar gibi.  kurudu falan desem mümkün değil. kullanacağım ana kadar güvenlik bandını açmadım, açılalı da 6ay olmadı. bozulmuş olamaz.

sevmedim, bir daha asla almam.

rival de loop anti-shine paper: fikir olarak bu yağ emen mendilleri sevsem de bu markanınkini sevmedim. daha önce watsons' tan aldığım daha kağıdımsıydı ve daha etkiliydi. bu daha plastiksi, içinde daha az var ve küçük.

ama kabı çok güzel, plastik, sert kapaklı, aynalı, çantada taşımak için çok şık. hatta bittikten sonra aynası kullanılabilir. içindeki plastik de çıkıyor.

aldığımda baya ucuzdu ama her şey gibi rossmann buna da zam yaptı, sanırım watsons' unki daha tercih edilesi..

parmex aseton (hanımeli): asetonu alıp süngerli şişeye boşaltıyorum o yüzden yapısı hakkında pek yorum yapamam ama bu yeşil kapaklının kokusu mor olandan daha iyi, mor olan pek ağırdı.

lush herbalism: içinde sadece 4 kullanımlık vardı o yüzden yorumum ne kadar doğru bilmiyorum ama bu sefer sevdim gibi.

kokusu ve yapısı geçen kullandığımdaki gibi rahatsız etmedi, neyle karşılaşacağımı bildiğim için olabilir ya da o zaman hava daha sıcaktı biraz bozulmuş olabilir.

sadece 4 gün kullandım ama gözeneklerim küçüldü gibi hissetim. sanırım tam boyunu alabilirim ama önce evdeki yüz temizleyicileri bitirmem lazım.

bir de verdikleri kavanozu çok sevdim. daha önceki testerı bunda vermemişlerdi.



fanta aromalı lip smacker: daha önce gazı kaçmış fanta gibi koktuğunu yazmıştım. yapısını da sevmedim. dudak kremi gibi kullanmayı düşünüyordum ama sürdükten sonra sanki hiçbir şey sürmemiş gibi hissetim. baş aşağı koyduğumda da kapağına akma eğilimi var.

tek güzelliliği metal bilyesi. yazın o buz gibi metali sürmek serinletici. ama tekrar alınası bir şey değil.

puma live reggae jam on the beach;& roots love all nite all day: tam adını yazdım çünkü şişeyi atacağım, tekrar hatırlamak istersem bir daha bulamam.

40ml bir edt. kokusuna bayılmadım. biraz kişiliksiz bir koku. pek de kalıcı değil. tekrar almam, zaten bulabileceğimi de zannetmiyorum.

arko ne gliserinli el kremi: aslında tam olarak bitiremedim, anneme verdim ama benim için bitti sayılır. güzel bir kremdi. baya kullandım, dibini görmüştüm zaten.

klasik krem kokulu, krem yapılı. ben bütün vücudumda kullandım ama ayak kremi olmak için fazla soft.

bu arko, dove, nivea kremler hep aynı, alınca kullanılıyor, ama illa almalı diye düşündürmüyor. geçenki gibi bi indirim görürsem alabilirim gene.

baykuş lens kabı..

çok şirin değil mi? eğer hala lens kullanıyor alsam şu turkuaz renginden alırdım. fiyatı: 12,90tl

29 Kasım 2012 Perşembe

güzel elbise..

muhtemelen giyemeyeceğim ama uzaktan beğendiğim bir elbise. markası monsoon.

tr' de satılmıyor sanırım, nerden bulaştığımı bilmiyorum ama bana mail göndermeyi seven bir marka..

28 Kasım 2012 Çarşamba

lush alışverişim..

şu meşhuur snow fairy' yi denemek istedim. en küçük boyunu aldım. fiyatı: 19tl. doğrusu bu boyda bir duş jeli için aşırı pahalı bence. ama herkes benim gibi düşünmüyor olmalı ki diğer boylar bitmiş bile, bu boydan da sadece 3 tane falan kalmış.

kokusu güzel. lush bubblegum lip scrub gibi kokuyor.  ama gene de pahalı. bu fiyata 100gr şişenin mucize yaratmasını bekliyorum.

new katı şampuan da ne zamandır denemek istediğim bir şeydi. fiyatı: 27tl. bu da baya pahalı geldi. resimlerini falan görmüştüm ama görünenden de küçük. gerçi 3 şişe şampuana denk geliyormuş. göreceğiz.

ilk kullanımda sevdim gerçi. aşırı bir temizlik hissi verdi. o kadar ki krem filan süreyim ben buna diye düşündüm. baya da güzel köpürdü. hayatta ilk defa saçımı sabunla yıkamış oldum herhalde. çok da zor değilmiş.

şampuanı alınca bir de teneke kutusunu aldım. fiyatı:3tl. aslında ev boş kutu dolu da aldım gene de.

bu arada görevli çok tatlı bir şeydi. dükkandaki bütün duş jeli ve sabunları koklattı. büyük bir kısmını beğenmedim, ilginç. sadece 1 tane pembeli turunculu bir katı sabun fena değildi. belki sonra alabilirim. gerçi yılbaşına özeldi sanırım.

bi tane body butter denetti. bu body butterları ben krem sanmıştım. değilmiş. sabun gibi kullanılıyor, hatta biraz peeling gibi. durulayınca krem sürmüş gibi kalıyor, verdiği o yağlı hissi sevmedim açıkçası.

2 tane sample aldım. bu sefer istedim walla. teklif etmeye niyetleri yoktu.

gene kına aldım. bu sefer kırmızı aldım. sanırım henna rouge idi. kahverengi saçıma kesinlikle renk vermedi. gerçi daha yarısı duruyor. bakalım kırmızı işe yarayacak mı? gerçi sitesinde 90dk yazmış. daha uzundu benim hatırladığım ya neyse.

herbalism' e bir şans daha vermeye karar verdim. internette çok olumlu yorumlar okudum. bakalım..

güzel bluz..

eğlenceli bir bluz hem de fiyatı makul. tek sorun river island' ın artık tr' de satılmaması..

25 Kasım 2012 Pazar

sephora eskiyi götür kampanyasından aldıklarım..

bu hafta sephora' nın güzel bir kampanyası vardı. evdeki eskimiş, tarihi geçmiş kozmetikleri götürüp yerine sephora marka olanları %40 indirimle almaya yönelik. sephora' nın bazı ürünleri kötü ama denemek istediğim ürünleri de vardı. evde de işe yaramaz kozmetikler başlığında da yazdığım gibiler olduğundan bunu değerlendirmek istedim. bu solda görünen kalemlerden üçünü verdim. aslında evde böyle bir ürün olmasa bile dandik bir kalem alıp götürülebilir. 1liralık şey için güzel indirim yapıyorlar.

sephora mattifying foundation medium 25: aslında bir ton daha açık alsam olurmuş. 3 ton denedim, en açığını aldım gene de bir ton açık olabilirmiş. ilk defa uygulama masasına oturdum. köşeye kurulup bişeyler yapılmasını beklemeyi sevmiyorum sanırım.

fiyatı:33,81' den 23,94tl.

içi de böyle. aynanın kapakta olmasını tercih ederdim. bence daha işlevsel olurdu. bir de içinden sünger çıktı ama o da kullanılmayan süngerler çöplüğüne gidecek gibi.

yapı olarak sevdim aslında. kapatıcı biraz. tam istediğim gibi. oil free yazıyor kutuda. denedikçe daha iyi yorumlanası.

bunlar da diğerleri. aslında tüm kozmetiklerde olması güzel ama farları ve maskaraları pek beğenilmiyor, fondoten ve kapatıcı düşündüm ama görevli gitmişti, tekrar çağırıp, tekrar uygulatmaya üşendim. glosslarını çok seviyorum ama evde çok var.

bir tane ruj alayım dedim. bu geçen indirimde testerını beğenip kendisini bulamadığım rujdu. numarası R20- honey. sephora' nın rujlarını seviyorum. parlak bitirişli, üzerine gloss uygulamaya gerek kalmıyor, dudağımı kurutmuyor. sür-çık işte. fiyatı: 27,88'den 19,74tl.

sonra şu banyo yağlarından bir tane alayım dedim. kalp şeklindekilerden sonra yıldız şeklinde yapmaya başlamışlar. çok şirin buldum kaptım bir tane. fiyatı: 1,40tl

baktım orda shower creamler var renk renk. yeni mi çıktılar, ben mi ilk defa görüyorum. onlardan da kaptım 2 tane. tanesi 1,90tl green tea ve cotton flower aromalı. bakalım nasıl çıkıcak.

en son kasaya gittim gene bu gloss setlerinden var. bunlar da indirime dahil mi dedim. evet deyince bi tane de ondan aldım. normalde hiç indirime girmiyor bu. fiyatı 22,80' den 16,14tl kokusu çok güzelmiş.

hatta kasanın yanında sephora mineral pudra 12tl idi. pudra almamış olsam onu da alırdım.


bu arada gittiğim sephora' da cilt bakım analizi gibi bir şey vardı. başları pek kalabalıktı. ilk defa sephora' yı gönlümce gezebildim. baktım, inceledim, kokladım. ohh. bu cilt bakım zımbırtısının maili bana da gelmişti. böyle iyi bir şey olduğunu bilseydim ben de bir randevu alırdım ya neyse.

toplamda 65,02tl tuttu. 2kr da almadılar 65tl normal zamanda bir ruj, bir pudra parası 6lı gloss bedavaya geldi. hem de karşılığında 3 dandik kaleme. darısı diğer markalara..


temizlik zamanı..

sevdiğim bi site gördüğümde direk takip listeme atıyordum. son dönemde iyice çöplüğe döndü. aylardır yazmayanlar, kapanıp boş kalanlar, sadece basın bültenlerini paylaşanlar, artık eskisi kadar heyecan yaratmayan fimo siteleri, başlarda sevdiğim ama artık sıkıcı gelen siteler vs..

95 falandı herhalde en son 41' e düşürdüm. iyi oldu böyle sevdiklerim kaldı..

24 Kasım 2012 Cumartesi

public enemies..

şurdan izledim:
http://jetfilmizle.com/halk-dusmanlari-turkce-dublaj-izle.html/0

güzel filmdi. hani sonunda yakalanacağını biliyorsun ama yakalanmasa be diye düşünüyorsun. shawshank gibi bir son bekliyorsun.

johnny depp süper oyuncu ama sakalsız bıyıksız halini hiç karizmatik bulmuyorum itiraf edeyim. ama oyunculuğuna laf yok. hele o film izlerken clark gable hızlı öleceksin filan dediğinde adamın gözlerinde ahh ulan adam doğru söylüyor bakışını hissediyorsun resmen

şimdi filmde j. edgar da var adamı en son leonardo olarak gördüm ya en çok onu garipsedim. keşke aynı rolü hep aynı kişi oynasa. o zaman filmler çok daha inandırıcı olurdu.

dönemin o karizması çok güzel. kıyafetler falan. erkek ağırlıklı bir film ama o ceketli gezenler, şapkalar falan çok hoş.

tabi o dönemin suçluları da taramalı tüfeklerle. filmde de baya var öyle sahneler. böyle sahneleri sıkıcı buluyorum evet.

ortalarında biraz sıkıldım gerçi ama fena değildi..

spor..

spora başladım yeniden. özlemişim aslında. geçen son dönemlerde hiç yorulmuyordum ama artık yoruyor, hamlamışım biraz. sonlara doğru kollarım çok yoruluyor özellikle ve inanılmaz terliyorum. normalde terlemeyi sevmem ama spor yaparken terlemek iyi bişey. sporun faydası mıdır bilmem bu hafta cildim de inanılmaz iyi.

1-2 haftaya kadar bir de diyetisyene gideyim diyorum. bu sefer işi sağlam tutalım..

23 Kasım 2012 Cuma

yves rocher alışverişim..

geçen yves rocher' den mesaj gelmiş. şu tarihten itibaren %30 indirim ve her alışverişe allık hediye diye. yves rocher yeni denediğim bir marka. henüz neyi iyi, neyi kötü bilmiyorum. ama bi sempati duyuyorum.

gittim işte. alacak bir şeyler bulabilmek için baya bakındım. banyo ürünleri dahil değilmiş. makyaj ve cilt bakımında var. makyaj biraz pahalı geldi. gerçi indirim olacak ama, parfüm de hem pahalı geldi hem de evdekileri biraz bitirmek istiyorum. hepsini severek almıştım.

en son bu 3 dakikalık maskeyi buldum. fiyatı: 14,90tl. indirimler 10,43' e geldi. ben bunun soyulan maske olduğunu düşünmüştüm. eve gelince biraz hayal kırıklığı yaşadım.

allık da hediyesi oldu işte. normalde değeri 39,90tl imiş. gerçi 40liralık bir allık değil. renk vermiyor bence. biraz da benim için açık kaldı sanırım. sadece 3 ton vardı bu da en koyusuydu. gerçi sitede 6 renk gözüküyor. belki de ellerinde kalmamıştır. boyut olarak da küçük gibi. bedava olmasa alınacak şey değil. gene de biraz daha kullanıp yorumlasam daha iyi gibi. üzerinde couleurs nature yazıyor. 10-teint clair rose da sanırım numarası oluyor.

poşeti de ayrı komik bu arada. sapı kendinden büyük..

22 Kasım 2012 Perşembe

yeni saatim..

zaten ne zamandır kalp ritmini ölçen bir saat istiyordum. mağazaya geçen girişimde de gözüm kalmıştı bunlarda. tekrar gidince aldım.

fiyatı:59,90tl

ilk defa bu türden bir saat aldığım için acemiliğime geldi. resimde görünen göğüs bandını takmadan ölçüm yapılmıyor. bu bence büyük dezavantaj.

bunları takıp terlemek için biraz bekledikten sonra ölçüm alınabiliyor. ölçümü başarılı, heart rate monitor app ile aynı sonucu verdi.


bunu aldıktan sonra rossmann' da sadece saatten ölçüm yapan türünü gördüm, hem de sadece 35tl idi, almamış olsaydım direk onu alırdım. şans işte.

bu arada decathlon mağazasında kart çıkartma olayı çok ilginç, ufak bir makinadan anında bastırılabiliyor. anında dediğim bi 5dk falan sürüyor gerçi. bunu aldık işte tam kasadayız, bi yandan sıra bekliyoruz, bi yandan kart çıkıyor, acele olsun diye resim seçemedim bile. şansıma futbol temalı çıktı:(

abur cubura veda..

kursum bittiğine göre diyet ve spor ikilisine geri dönüş vaktidir. abur cubura veda vakti..

şu şekerci standları oluyor ya onlara yanaştım. 1-2 tane koy dedim 3 tane seçtim. baktım poşeti doldurmuş bile. meğer şu diş şeklindekilerden basmış. onlar da en kötüsüydü. favorim yeşiller. hafif ekşi bir tadı var..

bunlarla da çikolataya veda ettim. aslında hepsini sevdim gibi. hershey's çikolata topları fındıklı olsa daha iyiymiş ama sevdim. hem de her top 10kalori. çikolata diye öldüğüm rejim günlerinde alınabilir.

eti muzlu gofretli çikolata da ayrı güzeldi.

m-joy zaten favorim.

21 Kasım 2012 Çarşamba

ayvalı ıhlamur..

bu kış favori bitki çayım bu ayvalı ıhlamur. elim diğer çaylara gitmiyor çok sevdim.

garip olan ben küçükken ıhlamuru hiç sevmezdim. hastalık psikolojisi midir nedir, sonra büyüyünce sevmeye başladım. ilginç..

20 Kasım 2012 Salı

yeni ayakkabım..

şimdi aynı desenli 2 tane çorabım var. biri gri, biri krem renkte. bizimki yıkadıktan sonra karıştırarak kaldırmış. sabah elime alınca farkettim ama diğer tekleri bulup eşleştirmeye üşendim. nasılsa bütün gün ayakkabının içinde kim görücek diye giydim çıktım. vee bugün ayakkabı aldım.

ne zamandır istediğim dolgu topuk spor ayakkabı a.k.a. wedge sneakers buldum bambi' de. tam istediğim gibi. hatta daha iyi. spor ayakkabısı gibi. ama deri kısımlarından dolayı pantolonla gayet giyilebilir. çok rahat. hatta 40' ı da denedim ama 39 aldım. kalıbı geniş olmalı.

bizimki de beğendi, şüphelerim vardı halbuki. umarım kullanırken de rahat olur.

fiyatı: 139,90tl

bu sene zaten wishlistimde 2 item vardı. wedge sneakersı aldım. aslında peplun bluz de buldum ama simitlerimi hesaba katmamışım. kötü durdu. gene de alırdım da 60tl fiyatı vardı. şimdi alırım, giymem, kalırsa üzüleceğim bir miktar. biraz kilo versem de gidip alsam..


bu arada sosyete pazarında da topuklu spor ayakkabısı gördüm. ama pazardan ayakkabı almak zor geldi. o kargaşa, giyip 2 adım yürüyememek vs.

19 Kasım 2012 Pazartesi

h&m alışverişi..

geçen cepa-kentpark ikilisine gittik. biz orayı pek sevmeyiz. ilk açıldığında gitmiştik, yerini bulamayız diye de minibüsle gitmiştik. minibüsten erken inip bi ton yürümüştük. bi sınav dönüşü sneak peak yapınca sevdim. uzun uzun gezmeye gittik bu kez.

burdaki h&m baya güzelmiş yalnız. kimse söylemiyor, baya geniş, gordion' da olmayan indirim, spor, hamile, büyük beden gibi kısımlar gördüm. bi kaç parçayı da beğendim. indirime girsin tekrar gidilesi. bu arada bunları aldım:

bluz: 59,95tl. aslında biraz pahalı ama sevdim. çok rahat. bol bol aldım. hatta 3 beden vardı. 3ünü de kabine götürdüm. 2-3 kere giydim. en son orta boyda karar kıldım. aslında küçük daha iyiydi de bunun boyu daha uzunmuş diye bunu aldım. tek sorun çok açık renk. giyince üstüne bi şey sıçrayacak diye baya tedirginim.

cüzdan: 16,95tl. bunu da kasada beklerken gördüm. nasıl sevimli şey o öyle. cüzdana ihtiyacım yok ama bir şeyler buluruz diye aldım. şimdilik mp3 çantası yaptım. kulaklıkların derli toplu durması iyi oldu.

18 Kasım 2012 Pazar

mcdonals silgi..

geçen mcdonals' ta bunları gördüm. çok şirin. hem de sadece 3tl. mcdonalds çocuk vakfı yararınaymış. hah işe yapın yararlı şeyleri böyle şirin şirin. biz de alalım. di mi ama. hatta 2 tane daha alıp kuzenlerime hediye etmeyi düşünüyorum..

bu arada fotoğraf çekmeyle ilgili 1-2 kitap okusam iyi olacak. minik objeleri çekerken büyük bir alanı focuslamayı beceremiyorum. hamburgeri focuslayınca patates, patatesi focuslayınca hamburger bulanık çıkıyor.

o yüzden dondurmayı single çektim.

bir de böyle parçalara ayrılıyor, şunun şirinliğine bak. yalnız hamburger peynirsiz olmamış, insan bi dilimcik de çedar koyamaz mı yani, sarı kare bir parça kesmenin zorluğu nedir allasen..

this must be the place..

şurdan izledim:
http://jetfilmizle.com/olmak-istedigim-yer-turkce-dublaj-izle.html/5

bu filmle ilgili izlemeden önce bildiğim tek şey sean penn' in eski bir rock yıldızını canlandırdığı idi.

ilk yarı bu hikaye üzerine kurulu, nispeten mantıklı, ama 2. yarıda babasına işkence eden eski bir naziyi araması var ki birdenbire 2. bir filme geçmiş gibi oldum. bu kısım biraz sıkıcıydı. zaten canlandırdığı karakter cheyenne donuk bakışlı, mimiksiz bir tip. doğrusu biraz sıkıldım.

anlamadığım tek şey: filmin jenerik yazıları comic sand benzeri bir yazı tipinde ve yeşil, başta bir tür gençlik filmi, romantik komedi çıkacak sandım.

17 Kasım 2012 Cumartesi

buklet..

bugünkü kavramımız buklet ceket. ben bunlara yün ceket diyordum ama adı bukletmiş. adını da öğrendiğime göre artık wishlistime ekleyebilirim.


bu arada bu sezon çaktırmadan moda olan bu ceketlerden istiyorum bir tane ama kısa ceket sorunsalımdan dolayı mantıklı bir parça bulamadım..

watsons alışverişim..

mud therapy çamur maskesi: 6,99tl. aslında ne zamandır güzel bir maske istiyorum ama tbs seaweedde 2 al 1 öde yapmadıkça almıyciim. bunu ilk defa deneyeceğim. umarım siyah noktalara karşı etkilidir.

i love coconut&cream lip gloss: 4,99tl. ne zamandır hindistan cevizi kokulu bir şeyler istiyordum. biraz şekerli bir kokusu var ama sevdim gibi.

güya dudak ürünü almayacaktım değil mi? ama geçen 1 tane bitirdim işte.


bu arada watsons' ta turkcelle %20 indirim var. bunlar da watsons' a özel ürünler diye düşündüm ama indirim yokmuş. daha doğrusu garip bir şey. indirim var ama fişe göre sadece 1kr düşmüş. %20 olsa daha fazla eder. ama başka bir indirim türü de yok. bir de kartla ödedim. ama kız üstüne bana bozuk 5kr verdi. olayı tam anlamadım aslında..

desen sitesi..

ne zamandır hamalarla uğraşamıyorum ama bi site buldum:

http://kandipatterns.com/patterns/popular

muhtemelen kanaviçe vs. şeyler için ama bazı desenler hamayla da yapılabilir. sonra bakılası..

16 Kasım 2012 Cuma

macaron..

hani avmlerde ice king diye bir dondurmacı oluyor ya. ordan aldım. fiyatı 2tl. ama tadını hiç beğenmedim. kreması çok yapaydı..

yeni bluzüm..

geçen bi takım elbise aldık. nihayet uzun bir ceket buldum. normalde içine beyaz tshirt giyiyordum ama beyaz bir bluz olsa daha iyi olur diye düşündüm.

adil ışık' da bunu gördüm. fiyatı:49,90tl. biraz pahalı ama indirimler daha başlamadığı için normal. aslında pazara gitsem daha iyilerini bulurum muhtemelen ama üşeniyorum ona da.

aslında 79luk bir model vardı o daha güzeldi. boyuna çizgileri olduğu için göbeği de kapatıyordu ama 80lira da verilmez yahu. günlük giyemem mesela bunu çok beyaz. belki bir hırkayla falan..

15 Kasım 2012 Perşembe

tepe home alışverişi..

dediğim gibi bir vlog var. ismi sparklingblonde gibi bir şey. mesela bir alışveriş merkezinde gezerken falan çekim yapıyor. onları izlemek benim için inanılmaz zevkli. kendim geziyormuş gibi hissediyorum.

sonra aldıklarını paylaşıyor işte. bu haul videolarının çoğu bath and body works kaynaklı. ankara' da bir mağaza olsa talan ederdim şu anda o derece. gerçi orda fiyatlar çok düşük anladığım kadarıyla duş jellerini 2 dolar, losyonlar 3 dolardan alıyor. hatta el temizleme jelleri 50cent gibi bir fiyatı var.

neyse aldıkları şeylerin önemli bir kısmı da bu kavanoz şeklinde kapaklı mumlar. gidip bi tane de ben almazsam çatlarım dedim. tepe home imdadıma yetişti.

yankee candle pink dragon fruit mum: 22tl. biraz pahalı ama kokusu baya yoğun. yakınca 5dk içinde bütün evi kapladı. gerçi hayalimde frosted cupcake, gingerbread cookie, bubblegum flavour gibi kokular uçuşuyordu ama bunun kokusuna bayıldım.

garden sweet pea tart mum: 2,90tl. bunlara tart mum deniyor ama tam olarak mum değil. mumun üstüne konunca eriyip koku yayıyor. evde bi sürü vardı bunlardan. defalarca yakmama rağmen bir tanesini bile bitirebilmek imkansız. ben de hepsini eritip bir kaba doldurdum. artık yeni kokulara yer açtığıma göre yenisi gelebilir.

doğru düzgün bir vanilya veya hindistan cevizi kokusu bulamadım ama baya değişik kokular vardı. uzun zamandır almıyordum. değişik kokular gelmiş. tekrar gidilesi.

bu kadar kokulu şey almama rağmen grip olmam ve nerdeyse hiç koku almamam da işin ilginç yanı..

saç modeli..

bu resmi pinterest' te buldum. saçın nasıl uzatılacağını gösteren güzel bir çalışma. bodrum' da kestirdiimde 6. resimdeki gibiydim. şimdi uzadı demek ki kahkül kestirmeliyim..

aslında saçımı böyle kestirmek istiyorum. ama bu kadar kısalınca depresyona girmekten korkuyorum.

14 Kasım 2012 Çarşamba

the body shop alışverişi..

body shop' ta mega day indirimi var ya şimdi. acaba dedim girip originals' tan bir şeyler mi alsam. ama eskiden originals' ın olduğu yere bu ufaklıkları dizmişler. minik şeylere dayanamam biliyorsun.

seaweed face wash: 5,90tl. sadece 60ml ama olsun. eskiden yoktu seaweed' in mini boyları değil mi? eğer vardı da görmediysem çok üzülürüm. aslında usa sitesinde seaweed serisinin travel kit' i de var. ama burda satılmıyor:(

aslında seaweed tonik de vardı ama toniğini sevmediğim için almadım. gene tea tree tonik ve face wash da vardı.

peppermint foot scrub: 6,90tl. foot scrubların etkili olduğuna inanmıyorum ama gene de aldım. zaten minicik 15ml. buram buram nane kokuyor. peppermint losyon da vardı ama etkili olmaz diye almadım.

deep sleep dreamy pillow& body mist: 5,90tl. değişik geldiği için aldım. gerçi bu ara uyumakta sorun yaşamıyorum. sabah erken kalktığım için kafamı yastığa koymamla uyumam bir oluyor. kokusu tuzlu gibi ama hemen geçiyor, yerini doğal bir kokuya bırakıyor. şu grip geçsin deneyeceğim.

hand cleanse gel satsuma: 7,90tl. evet bu ara mandalin kokusuna takmış durumdayım. orda mango varken tutup satsuma aldıysam bunun nedeni satsuma duş jeline olan aşkımdır. aslında bu susuz temizleyicileri saçma buluyorum yani asla yıkamanın yerini tutmazlar ama canım almak istedi. bir de bu ara etkilendiğim bir vlog var. sürekli bath and body works' ten hand sanitizer alıyor. ankara' da bbw olmadığı için deliriyorum, muadillerini arayıp duruyorum.


bu arada bu yazdığım fiyatlar asıl fiyatları. mega day olduğu için %25 daha az ödedim. 6,65tl indirim oldu. yani aldıklarımın biri bedavaya geldi gibi bir şey. aslında 2al 1ödeleri beklesem daha iyi ama alasım geldi.

güzel ayakkabı..

bu sene dolgu topuklara takmış durumdayım. bunu da çok beğendim..

13 Kasım 2012 Salı

cut the rope..

indirdim, bitirdim, tüm bölümlerde 3 yıldızı tamamladım ve sildim.

aslında o canavar çok şirindi. bendeki geçen senenin christmas edition app idi. bu sene de çıkarsa indirebilirim..

ice age 4..

şurdan izledim:
http://www.fullhdfilmizle.com/animasyon-filmleri-izle/buz-devri-4-kitalar-ayriliyor-ice-age-4-2012/oto

dnr' da dvdsini görünce izleyeyim dedim. gerçi dvd de oyuncak hediyeliydi. eğer indirimle 10tl' ye düşerse alabilirim.

korsanları başta saçma buldum aslında ama buzdan gemi falan kurtarmışlar gene.

en çok fındık peşindeki sincabı seviyorum. hele dünyanın çekirdeğini döndürerek kıtaları birbirinden ayırmasına baya güldüm. bir de en sonda atlantis' i batırıyor ya:)

12 Kasım 2012 Pazartesi

haftalık kalem alışverişi..

sarı pilot kalem: 1,90tl. ucu kalın, kendi ince bir kalem istiyordum, klasik fosforlu kalemler kalemliğime sığmıyor.

fosforlu kurşun kalem: 3,40tl. bu da pek pahalıydı ama ne zamandır alayım alayım deyip duruyordum.

stabilo: 2,25tl.

malum kurs boyunca her hafta bir kalem alıyorum. her pazartesi kırtasiyeye girip renk seçmek, yeni bi şey var mı diye bakmak çok zevkli. pazartesi sendromuna acayip iyi geliyor. bazen aklıma geliyor, acaba haftaya hangi renk alsam?

haftanın sonunda tüm kalemleri çıkarıp numara sırasına diziyorum, eğer ara sayı tutturmuşsam acayip mutlu oluyorum.

kursun bitmesine 1 kalem kaldı. ama almak istediğim 2 kalem var. acaba hangisini alsam. belki ikisini de alırım.

11 Kasım 2012 Pazar

youtube..


geçen gene bi sürü video buldum:

http://www.youtube.com/watch?v=xDj7gvc_dsA&list=PLz-IT6QeHZ0Da4qvwOu6lgr0AHk0qBRzm&index=4&feature=plpp_video

bunda "doc brown vs. doctor who" yani back to the future' daki çatlak profesör ve doctor' un rap karşılaşması. tabi ki benim gözümde galip doctor. adam koskoca time lord, zaman ve mekanda sınırı yok, dünya ile dahi sınırlı değil, über zeki, çok daha bilgili, sonic screwdriver sahibi, 2 kalbi var, regenerasion olayı var..


bu video gibi ikili rap battlelar var. bundan sonraki favorim steve jobs vs bill gates..

http://www.youtube.com/watch?v=juSfFqEpwrs&feature=BFa&list=PLz-IT6QeHZ0Da4qvwOu6lgr0AHk0qBRzm

bu da 10 ünlünün, ünlü olmadan önceki çektiği reklamlar. leonardo dicaprio çok şirin, keanu reeves uslu ergen halinde, brat pitt aynı surat, ben affleck' in dişleri fena, evangeline lilly yani lost' taki kate bi sohbet hattı reklamına çıkmış, ama en komiği john travolta. adam baş aktör bile değil.


http://www.youtube.com/watch?v=H54P73ZB0F4&feature=youtube_gdata_player

bu da south park' da izlediğim honey boo boo. en çok izlenenlerde görünce merak edip açtım. ben south park' ta indiana jones gibi abartıldığını düşünmüştüm. durum daha vahimmiş. o annenin hali ne öyle.


vahşi şeyler..

fiyatı:9,90tl

aslında kitap alma niyetim yoktu. tutunamayanlar' ı hala bitiremedim. ama sonra bu kitabı gördüm. hani simpsons' ta bir bölümde lisa bu kitabı okuyordu. (evet okuyacağı kitapları çizgi filmlerden seçen tek kişiyim.)

eve gelince farkettim aslında o kitap değilmiş. o kitap "where the wild things are" adlı resimli bir çocuk kitabıymış. bu, ondan uyarlanan filmden esinlenen bir kitapmış. evet dıdısının dıdısı tarzı oldu.

gene de okuyayım dedim. bi oturuşta 70 sayfa kadar okudum. zaten 200 küsür sayfa. akıcı bir dili var. yanıma almayı unutmazsam metroda falan okunur.

özlemişim kitap okumayı. bir de şu suçluluk duygusu olmasa..


edit: bitti kitap, 29/12 itibariyle. 150 sayfayı okumak 1,5 ayımı aldı aferim bana. aslında bu posttan sonra bi kere bile elime almadım ve bi gecede bitirdim. aslında bitirme niyetim yoktu, sadece bi bölüm daha, bi bölüm daha diyerek bitti.